Konu Başlığı: Aziz Hahmud Hüdayi Hazretlerin'den Şiirler Gönderen: mehmetsayin üzerinde 19 Kasım 2007 - 23:13 Buyruğun Tut Rahmanın
Buyruğun tut Rahman'ın, tevhide gel tevhide Tazelensin imanın, tevhide gel tevhide. Yaban yerlere bakma, cânın odlara yakma Her gördüğüne akma, tevhide gel tevhide. Mâsivâdan gözün yum, ne umarsan Hak'tan um Gitsin gönülden hümum, tevhide gel tevhide. Zahirde kalan kişigüç etme âsân işi Gider gayri teşvişi, tevhide gel tevhide. Şirki baştan savarsan, Hak bilmeye iversen Yaradan'ı seversen, tevhide gel tevhide. Emri yerine getir, erkenden işi bitir Sıdk ile iman getir, tevhide gel tevhide. Sen seni ne sanırsın, fâniye dayanırsın Üş bir gün uyanırsın, tevhide gel tevhide. Uyanagör gafletten, geç bu fani lezzetten İç kevser-i vahdetten, tevhide gel tevhide. Hüdayî'yi gûş eyle, şevke gelip çûş eyle Bu kevserden nûş eyle, tevhide gel tevhide. Od:ateş Mâsivâ:Allâh'tan başka her şey hümum:kederler âsân:kolay teşviş:kargaşa ivermek:acele etmek sıdk:sadakat üş:elbet gûş: dinlemek çûş:coşmak nûş:içmek Neyleyim dünyayı Bana Allah'ım gerek. Gerekmez mâsivayı Bana Allah'ım gerek. Ehl-i dünya, dünyada Ehl-i ukbâ, ukbâda Her biri bir sevdada Bana Allah'ım gerek. Dertli, dermanın ister Kullar, sultanın ister Aşık, cananın ister Bana Allah'ım gerek. Fani devlet gerekmez Dürr ü ziynet gerekmez Haksız cennet gerekmez Bana Allah'ım gerek. Bülbül güle karşı zar Pervaneyi yakmış nar Her kulun bir derdi var Bana Allah'ım gerek. Beyhûde hevayı ko Hakkı bul, gör yahu Hüdâi'nin sözü bu Bana Allah'ım gerek. AZİZ MAHMUD HÜDAYİ HAZRETLERİ Konu Başlığı: Cvp: Aziz Hahmud Hüdayi Hazretlerin'den Şiirler Gönderen: mehmetsayin üzerinde 21 Kasım 2007 - 23:57 Canları hasret oduna yandırır,
Ayrılık, âh ayrılık, vâh ayrılık! Lezzetinden âlemin usandırır, Ayrılık, âh ayrılık, vâh ayrılık! Görmez eyler ağlamakdan gözleri, Hem sarartır soldurur gül yüzleri Karanu eyler nice gündüzleri Ayrılık, âh ayrılık, vâh ayrılık! Ayrılık olur safâ yolunda sed Nâr-ı hecre yakma-gıl Yâ Rab meded Tamu odundan eşeddir eşedd; Ayrılık, âh ayrılık, vâh ayrılık! Yandırıp pervâneyi sûzân eden Bülbül-i şûrîdeyi nâlân eden Dilleri ma'mûr iken vîrân eden Ayrılık, âh ayrılık, vâh ayrılık! |