Konu Başlığı: dadaloğlu şiirleri Gönderen: Altay üzerinde 26 Kasım 2007 - 12:29 GÖRÜNÜR
Çıktım yücesine seyran eyledim Cebel önü çayır çimen görünür Bir firkat geldi de coştum ağladım Al yeşil bahçeli Kaman görünür. Şaştım hey Allah'ım ben de şaştım Devrettim Akdağ'ı Bozok'a düştüm Yozgat'ın üstünde bir ateş seçtim Yanar oylum oylum duman görünür. Biter Kırşehir'in gülleri biter Çığrışır dalında bülbüller öter Ufacık güzeller hep yeni yeter Güzelin kaşından keman görünür. Gönül arzuladı Niğde'yi Bor'u Gün günden artmakta yiğidin zarı Çifte bedestanlı koca Kayseri Erciyes karşısında yaman görünür. Dadaloğlur17;m da der zâtından zâtı Çekin eyerleyin gökçe kır atı Göçmek değil bizim ilin muradı Ak yare gitmemiz güman görünür. ASLIMI SORARSAN Aslımı sorarsan Avşar soyundan Ayrı düştüm aşiretten beyimden Pınarbaşı'ndan da beş yüz evinen Çıkıp da cana kıyanlardanım Çekerim çileyi böyl'olsun bugün Alırım mı sandın şol Kozan Dağın Biz bir kurt idik de Bozoklu köyün Ürkütüp sürüsün yiyenlerdenim Dadaloğlum der de böyle olmazdım Gördüğüm günlerin birini görmezdim Kavga kızışınca geri durmazdım Meydanda kardaşa kıyanlardanım ÇİÇEKDAĞI Alaydım da cura saz'ım dizime Çekseydim sürmeler ala gözüne Cihan güzel olsa girmez gözüme Sende bir gümanım var Çiçek Dağı. Bu karşıki dağda yanar bir ışık Aldırmış sevdiğim ağlar bir aşık Bir ceren bakışlı zülfü dolaşık Sende gümanım kaldı Çiçek Dağı. Dadaloğlu görülmüyor borandan Yıkılsın şu dağlar kalksın aradan Elbeyli'den geldim koru Yaradan Sende bir gümanım var Çiçek Dağı. GEL HA GÜZEL GEL HA METHİN SÖYLEYİM Gel ha güzel gel ha methin söyleyim Ağzın şeker dudakların bal gibi Yaşta küçük amma boyda münasip Sallanıyor bir fidanca dal gibi Kalem aldım kaşlarını çatmaya Hicabettim adın sual etmeye Baban seni az bahaya satmaya Bakıp durur bin liralık mal gibi Gezdireyim yeşil ilen alınan Besleyeyim şeker ilen balınan Baban seni bana verse malınan Koklarıdım yeni açmış gül gibi Hezele de Dadaloğlu'm hezele Melhem eyle gel yaramı tazele Ak saray gerektir böyle güzele Çalışırdım on halayık kul g HER SABAH, HER SABAH SEYRAN GEZERKEN Her Sabah, Her Sabah Seyran Gezerken Her sabah, her sabah seyran gezerken Irast geldim selvi boylu fidana Top top olmuş kirpiklerin bölünmüş Hoş benzettim samur kaşlar kemana Al yanağın elmas m'ola kar m'ola Çapraz vurmuş düğmeleri dar m'ola Acap mislin şu cihanda var m'ola İnsem gitsem Hindistan'a Yemen'e Eliftir kirpiği Ira'dır kaşı Bu güzellik sana Mevla bağışı Arasam cihanda bulunmaz eşi Hiç mislin gelmemiş devr-i zamana Dadaloğlum der de, hubların hası Ferhat'ın Şirin'i Mecnun Leyla'sı Aklım eğlencesi gönlüm yaylası Bir yel esti başımdaki dumana KALKTI GÖÇ EYLEDİ AVŞAR ELLERİ Kalktı Göç Eyledi Avşar Elleri Kalktı göç eyledi Avşar elleri, Ağır ağır giden eller bizimdir. Arap atlar yakın eder ırağı, Yüce dağdan aşan yollar bizimdir. Belimizde kılıcımız Kirmani, Taşı deler mızrağımın temreni. Hakkımızda devlet etmiş fermanı, Ferman padişahın,dağlar bizimdir. Dadaloğlu'm birgün kavga kurulur, Öter tüfek davlumbazlar vurulur. Nice koçyiğitler yere serilir, Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir YEDİ İKLİM DÖRT KÖŞEYİ DOLANDIM Yedi İklim Dört Köşeyi Dolandım Yedi iklim dört köşeyi dolandım Meğer dünya her tarafta bir imiş Ben dünyayı Al'Osman'ın sanırdım Meğer dünya yüz sultanlık yer imiş İrili ufaklı insan piç oldu Onlar doğdu geçinmesi güç oldu Altı Arap atı şahbaz niç'oldu Mamur sandım yalan dünya çürümüş Okuduğun tutmaz oldu alimler Kalktı da adalet arttı zulümler Terlemeden mal kazanan zalimler Can verirken soluması zor imiş Kulak verdim dört köşeyi dinledim Meğer gıybetimi eden çoğ imiş Çok yaşayıp mihnet ile ölmeden Az yaşayıp dem sürmesi yeğ imiş Dadaloğlu'm der ki sözüm vasiyet Benim sözümü dinleyene nasihat Besmelesiz kazanılan piç evlat O da dünyada ziyankar imiş. ÖLÜRÜZDE KÖMÜR GÖZLÜM ÖLÜRÜZ Ölürüz De Kömür Gözlüm Ölürüz Ölürüz De Kömür Gözlüm Ölürüz Dost Ağlasın Zalim Felek Utansın Kıyamette Kavuşmak Var Biliriz Dost Ağlasın Kahpe Felek Utansın Bir Çıkmaza Girdi Bugün Yolumuz Geçit Vermez Sağımızla Solumuz Kalır Gayri Bizim Burda Olumuz Mert Ağlasın Namert Olan Utansın Avşar İli Yaylasına Göçmedik Aşın Yeyip Sularını İçmedik Tenhalarda Kendimizden Geçmedik Can Ağlasın Hain Felek Utansın Dadaloğluyum Yine Coştu Çağladı Ak Üstüne Karaları Bağladı Fırkat Odu Yüreciğim Dağladı Ben Ölende Çapanoğlu Utansın DİNLEYİN AĞALAR BİR SÖZ EDEYİM Dinleyin Ağalar Bir Söz Edeyim Dinleyin ağalar bir söz edeyim Bir güzel beni dilinen kandırdı Söz verdi de geri döndü sözünden Kötüleri üstümüze saldırdı Devşir hey sevdiğim simlerin kuşan Deli olur senin sevdana düşen Dostum nerde deyi sorup sormayan Muhabbeti ara yerden kaldırdı Senin için giyeceğim alları Irak idi yakın ettim yolları Heves-güves yetirdiğim gülleri Korkuyorum bir soysuza yoldurdu Dadaloğlu'm der ki bakın halime Değirmen dönüyor çeşmim seline İnanman güzelin tatlı diline Çokca beni serseriye yeldirdi ÇIKARIM BOZOK DAĞINA Çıkarım Bozok Dağına Çıkarım Bozok dağına Avşar ili görünür mü Allah bir de işi iki Gitti amma gelinir mi Yücelerde olur geyik Yol bekliyor gözü böyük Benim yârim allar giyik Nazlı nazlı salınır mı Sehil kuşu Rum'a uçtu Eğlenmenin vakti geçti Yaylalar aklım aklıma düştü Coştu gönül durulur mu Dadal'ım der ki zatımız Artar ün ve firkatımız Yaylaya dönse atımız Hasret olan yorulur mu BİR YİĞİT DE ANASINDAN DOĞUNCA Bir Yiğit De Anasından Doğunca Bir yiğit de anasından doğunca Kur'ağaçta bir dal bitmiş gib'olur Yaşı varıp on beşine değince Yükünü kumaştan tutmuş gib'olur Aşıklar sazını eline alsa Güzeller perdesin yüzüne vursa Bir yiğit sevdiğin sesini duysa Gölde gövel ördek ötmüş gib'olur Eğlene bire de gönlüm eğlene Ay gele de orta yeri dolana Yiğidin sevdiği yanınd'olana Günde düğün bayram etmiş gib'olur Dadaloğlu'm der ki sözüm kayıran Çekip yırtıp bir yakadan ayıran Diyom muhanetten karın doyuran Eliyle ağu yutmuş gib'olur |