bozkir.net Bozkir Forum Arsivi 10 Nisan 2025 - 23:44 *
Hoşgeldiniz, Ziyaretçi.Lütfen giriş yapın veya kayıt olun.

Kullanıcı adınızı, parolanızı ve aktif kalma süresini giriniz
Duyurular:
Mesaj yazmaya başlamadan önce Forum Kurallarını Okuyunuz.
 
 
Sayfa: [1]   Aşağı git
Gönderen Konu: 10-16 Kasım Atatürk Haftası  (Okunma Sayısı 9915 defa)
0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
AliRizaOzaslan
Aktif Üye
**
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 903


« : 10 Kasım 2008 - 07:34 »

Ebediyete irtihalinin 70.ci yılında,bu büyük millet;

Ata'sına olan bağlılığını,sadakatini bitmez,kopmaz,anlatılmaz sevgisini,

bu hafta vesilesiyle,ilelebet dile getirecek,

Atatürk'süz bir Atatürkçülük anlayış?na asla müsade etmeyecektir,

canı-kanı pahasına da olsa!...

Ey Büyük Türk Millet'inin 20. yüzyıldaki,Bilge Kağan'?,Sultan Alpaslan'?,Sultan Fatih'i,

           Mare?al,Gazi,Pa?a,Mustafa Kemal Atatürk'ü

                    Ruhun şad Olsun,

           minnetlerle,şükranlarla ve rahmetlerle yadediyorum,

           bir ferdi,fakiri,köylüsü olarak,bu necip milletin!...
Kayıtlı

Hamdım             Piştim            Yandım
elfida
Forum Yöneticisi
*****
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 935



« Yanıtla #1 : 10 Kasım 2008 - 08:54 »

Kutsal kahramanlar ölmez, bıraktıkları korunmalı ya?atılmal?. Atatürk'ümüzün ve bu vatana emeği geçen tüm kahramanlarımızın Ruhları şad olsun.
Kayıtlı
ali_cicek
Aktif Üye
**
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 806



« Yanıtla #2 : 10 Kasım 2008 - 09:40 »

http://vidpic3.com/video/11329/ataturk-10-kasim-ozel
Kayıtlı

Medeniyet Dediğin Açmaksa Bedeni, Desene Hayvan Senden Daha Medeni
***Yoksa Sana Olan Yakınlığımı ve Sana Gücümün Yettiğini İnkar Mı Ettin? (hadisi şerif)***
AliRizaOzaslan
Aktif Üye
**
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 903


« Yanıtla #3 : 12 Kasım 2008 - 13:46 »

Her şey oralarda başladı

Erdoğan ALK?N

12.11.2008 - 09:16 Dünya gazetesi


Atatürk, ben iki yaşında iken hayata veda etmiş. Hatırladığım, onu gören anne ve babamın anlattıkları.Hacı babam beş vakit namazında çok dindar bir kişi idi.

Evimizin başköşesinde de Atatürk'ün o zamanlar pek ünlü olan Sabah fotoğrafhanesi imzalı portresi asıl?ydı. şimdi bu tablo büyük ablamın evinde.

Di?er hatırladığım da, şeyh ?amil ayaklanmasında Gürcistan'dan göçen hanımninemin her namazdan sonra, huzurla k?ldığı namaz için Atatürk'ün ruhuna dua etmesiydi.

Bütün bu anlattıklarımın Mustafa filmi ile doğrudan bir ilgisi yok.

Sadece, tam bir tarih eğitimi alınmadıkca, özellikle iyi anlaşıl?p yorumlanması için dörtba?? mamur bir uzmanlık gerektiren yakın tarihimizin alelacele ve amatörce belgelenmesinin yanlış olacağını söyleyen hocalarımızı rahmetle anıyorum.

Dedikleri aynen doğru çıktı.

Sizlere, Atatürk'ün 70'inci ölüm yıldömünde yedi yıl önceki bir anımızı anlatmak isterim.

2001 yılı Şubat ayının o "kriz" gününde Dünya Gazetesi ekibi olarak Sivas'ta idik. Uçaktan inip toplantıya giderken kötü haber geldi.

yılların tecrübesiyle, birkaç saat veya bilemedin birkaç gün içinde başımıza gelecekleri tahmin ediyorduk; hepsi geldi de...

Bozulan morallerimizi düzeltecek hiçbir teselli yokmu? gibi görünürken içimizden biri "hadi Kongre binasına gidelim" dedi.

?nanır mısınız, o muhteşem binaya girer girmez güncel dertlerimizi unutuverdik.
Müzeyi dolaşırken, Kongre'ye katılanların resimlerini tek tek incelerken, Kongre'nin yapıldığı salondaki sıraların arasında gezip Mustafa Kemal'in oturduşu kürsüye dokunurken içimize bir huzur geldi.

"Millet o badirelerden bu mübarek insanlar sayesinde nasıl yüz akıyla geçmişse, şu sıkıntıları da nasıl olsa atlatırız" düşüncesiyle Kongre Binas?'ndan ayrıl?p toplantıya gittik (Pek yakında yine Sivas'tayız).

Bütün bu seyahat boyunca ve izleyen aylar, yıllar boyunca aklımıza bir soru takıldı.
Sivas Kongresi'nin yapıldığı 4 Eylül 1919 tarihinden bu yana Türkiye'de neler oldu, neler değişti?
Bütün bu dönem boyunca kazandıklarımızın yanında neler kaybettik? Sivas kongresi'nin anlam? ve önemi genç kuşaklara iyi anlatılabiliyor mu?

Türk gençliği 4 Eylül Sivas Kongresi'ne sahip çıkabiliyor mu?

yıllar yılı öğretmenlik yapan biri için bu soruları yanıtlamak hem kolay, hem de çok zor. Çünkü kişinin aklına hep yeni bir soruyu getiriyor.

"Acaba bizler görevimizi iyi yapıp, gençlere mesela Amasya tamiminin, Sivas ve Erzurum kongrelerinin önemini anlatabildik mi?"

Daha da önemlisi, gençlere bunların önemini anlatması gereken bazı "büyükler", bu önemin idrakinde mi?

Ancak olumsuz anlamlar taşıyan bütün bu sorulara rağmen, o günlerin heyecanının artık söndüğü, gençliğin ulusal bağımsız mücadelesinin anlamını ve önemini kavrayamadığı gibi görüşlere hiç katılmıyorum.

Bu karamsar görüşler, gençlerle birlikte her gün içiçe yaşamayan, onlarla konu?up dertleşmeyen kişilerin, belki bir miktar anlayışla da karışlanabilecek endişeleri.

Ama bizler, yani hayatını gençlerle birlikte yaşayanlar, durumun böyle olmadığını biliyoruz.

Emin olun ki bütün yanlış yönlendirme çabalarına rağmen,

büyük çoğunluşu ile Türk gençliği tüm gerçeklerin idrakindedir.
Kayıtlı

Hamdım             Piştim            Yandım
AliRizaOzaslan
Aktif Üye
**
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 903


« Yanıtla #4 : 09 Kasım 2009 - 13:12 »

10 Kasım 1938

Türk Milleti bir evladını,Komutanını,Başbuğunu,Devlet kurucu liderini,kısacası kendinden birini kalbine gömerek,ebediyete uğurladı.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk Hakk'a yürümüş,rahmet ve mağfireti üzerine olsun Mevlam'ızın.

Ruhun Şad olsun,Gazi Paşam!

"Benim naciz vücutum bir gün toprak olacak, ama Türkiye Cumhuriyeti ebediyete kadar payidar kalacakdır!.."


MUSTAFA KEMAL İN KAĞNISI

Yediyordu Elif kağnısını
Kara geceden geceden
Sanki elif elif uzuyordu inceliyordu
Uzak cephelerin acısıydı gıcırtılar
İnliyordu dağın ardı yasla
Herbir heceden heceden

Mustafa Kemal'in Kağnısı derdi kağnısına
Mermi taşırdı öteye, dağ taş aşardı
Çabuk giderdi, çok götürürdü Elifcik
Nam salmıştı asker içinde
Bu kez herkesten evvel almıştı yükünü
Doğrulmuştu yola, önceden önceden

Öküzleriyle kardeş gibiydi Elif,
Yemezdi, içmezdi, yemeden içmeden onlar
Kocabaş çok ihtiyardı çok zayıftı
Mahzundu bütün Sarıkız, yanısıra
Gecenin ulu ağırlığına karşı,
Hafiftiler, inceden inceden

İriydi Elif kuvvetliydi kağnı başında
Elma elmaydı yanakları, üzüm üzümdü gözleri
Kınalı ellerinden rüzgar geçerdi daim
Toprak gülümserdi çarıklı ayaklarına
Alını yeşilini kapmıştı, geçirmişti
Niceden niceden

Durdu birdenbire Kocabaş, ova bayır durdu.
Nazar mı değdi göklerden, ne?
Dah etti, yok. Dahha! dedi, gitmez.
Ta gerilerden başka kağnılar yetişti geçti gıcır gıcır
Nasıl durur Mustafa Kemal'in Kağnısı
Kahroldu Elifcik, düşünceden düşünceden

Aman Kocabaş, ayağını öpeyim Kocabaş,
Vur beni, öldür beni, koma yollarda beni.
Geçer, götürür ana çocuk mermisini askerciğin
Koma yollarda beni, kulun köpeğin olayım
Bak hele üzerimden ses seda uzaklaşır
Düşerim gerilere iyceden iyceden

Kocabaş yığıldı çamura
Büyüdü gözleri büyüdü, yürek kadar
Örtüldü gözleri örtüldü hep
Kalır mı Mustafa Kemal'in Kağnısı bacım
Kocabaşın yerine koştu kendini Elifcik
Yürüdü düşman üstüne yüceden yüceden.

 FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA




Kayıtlı

Hamdım             Piştim            Yandım
menzilli
Süper Aktif Üye
***
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 1755



« Yanıtla #5 : 09 Kasım 2009 - 22:49 »

10 Kasım 1938

Türk Milleti bir evladını,Komutanını,Başbuğunu,Devlet kurucu liderini,kısacası kendinden birini kalbine gömerek,ebediyete uğurladı.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk Hakk'a yürümüş,rahmet ve mağfireti üzerine olsun Mevlam'ızın.

Ruhun Şad olsun,Gazi Paşam!

"Benim naciz vücutum bir gün toprak olacak, ama Türkiye Cumhuriyeti ebediyete kadar payidar kalacakdır!.."


MUSTAFA KEMAL İN KAĞNISI

Yediyordu Elif kağnısını
Kara geceden geceden
Sanki elif elif uzuyordu inceliyordu
Uzak cephelerin acısıydı gıcırtılar
İnliyordu dağın ardı yasla
Herbir heceden heceden

Mustafa Kemal'in Kağnısı derdi kağnısına
Mermi taşırdı öteye, dağ taş aşardı
Çabuk giderdi, çok götürürdü Elifcik
Nam salmıştı asker içinde
Bu kez herkesten evvel almıştı yükünü
Doğrulmuştu yola, önceden önceden

Öküzleriyle kardeş gibiydi Elif,
Yemezdi, içmezdi, yemeden içmeden onlar
Kocabaş çok ihtiyardı çok zayıftı
Mahzundu bütün Sarıkız, yanısıra
Gecenin ulu ağırlığına karşı,
Hafiftiler, inceden inceden

İriydi Elif kuvvetliydi kağnı başında
Elma elmaydı yanakları, üzüm üzümdü gözleri
Kınalı ellerinden rüzgar geçerdi daim
Toprak gülümserdi çarıklı ayaklarına
Alını yeşilini kapmıştı, geçirmişti
Niceden niceden

Durdu birdenbire Kocabaş, ova bayır durdu.
Nazar mı değdi göklerden, ne?
Dah etti, yok. Dahha! dedi, gitmez.
Ta gerilerden başka kağnılar yetişti geçti gıcır gıcır
Nasıl durur Mustafa Kemal'in Kağnısı
Kahroldu Elifcik, düşünceden düşünceden

Aman Kocabaş, ayağını öpeyim Kocabaş,
Vur beni, öldür beni, koma yollarda beni.
Geçer, götürür ana çocuk mermisini askerciğin
Koma yollarda beni, kulun köpeğin olayım
Bak hele üzerimden ses seda uzaklaşır
Düşerim gerilere iyceden iyceden

Kocabaş yığıldı çamura
Büyüdü gözleri büyüdü, yürek kadar
Örtüldü gözleri örtüldü hep
Kalır mı Mustafa Kemal'in Kağnısı bacım
Kocabaşın yerine koştu kendini Elifcik
Yürüdü düşman üstüne yüceden yüceden.

 FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA








ÇOK SEVDİGİM BİR ESER.....İNSAN ÇOK ŞEY SÖYLEMEK İSTİYOR..AMA TEK BİŞEY SÖYLİYCEM...NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE...
Kayıtlı

BİR SEVDAM VAR..ONUN İÇİN BURDAYIM...
AliRizaOzaslan
Aktif Üye
**
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 903


« Yanıtla #6 : 10 Kasım 2009 - 20:53 »

Atatürk Türkiye’nin kilit taşıdır

Mimar Sinan’ın camilerindeki muazzam kubbeleri gördüğünüz zaman hayrete düşersiniz. Çünkü o koca kubbeyi taşıyan hiçbir sütun, hiçbir destek görünmemektedir ortalıkta.

Sanki kubbe havada asılı durmaktadır.

Bilenler bu işin sırrının kilit taşında olduğunu söylerler. Kubbenin tam merkezinde bir kilit taşı vardır. Diğer taşlar, bu kilit taşına dayanırlar. Eğer kilit taşını çekerseniz kubbe bir saniyede yıkılır.

Çünkü kubbeyi oluşturan diğer taşlar için temel dayanak ortadan kalkmış olur.

***


Mustafa Kemal Atatürk Türkiye Cumhuriyeti’nin kilit taşıdır. Bu Cumhuriyeti onun simgeleşen ismi ve prensipleri ayakta tutmaktadır.

Bir kilit taşını çeker gibi Atatürk’ü çekerseniz burası başka bir ülke olur.

***


Ölümünden yetmiş yıl sonra dünyada ve Türkiye’de bu kadar çok tartışılmasının, her gün üzerine yüzlerce makale yazılıyor olmasının nedeni budur işte.

Amerikan basınında George Washington’dan, Abraham Lincoln’den daha çok Atatürk’ten söz edilmesi bunun en açık göstergesidir.

Türkiye’de ise Atatürk, yaşayan kişilerin hepsinden daha çok konuşulmakta.

***


Her devletin kurucu babaları ve kutsallaşan simgeleri vardır.

Bugün Amerika’da birisi eline çekiç alıp Rushmore dağına tırmansa ve oradaki Washington heykelinin burnunu kırmaya kalksa deli derler. Her türlü deliliğin sergilendiği Amerika’da bile olmaz bu.

Paris’te bir grup, Charles De Gaulle meydanının ve havaalanının adı değiştirilsin diye yürüyüş yapsa halk onlara zavallılar gözüyle bakar.

***


Atatürk monarşilerin yıkıldığı ve ulusa dayalı cumhuriyetlerin kurulduğu bir dönemin lideri olarak çağına uygun davranmıştır. Kaybedilen bir imparatorluğun, Anadolu’ya sığınmış kılıç artığı halklarından bir ulus yaratmıştır.

21. yüzyılda bu cumhuriyetin demokratikleşmesini isteyenlerin yapacağı en akıllıca iş, büyük kahramanın aziz hatırasına saygı göstererek, o öldükten sonra Kemalizm maskesi altında girişilen anti demokratik uygulamaları sorgulamaktır.

Bu 10 Kasım gününde, dünyanın gelmiş geçmiş en büyük insanlarından birisi olan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü saygıyla, minnetle, hasretle anıyor, önünde bir kez daha eğiliyoruz.

Alıntıdır.
Zülfü Livaneli

 
Kayıtlı

Hamdım             Piştim            Yandım
Sayfa: [1]   Yukarı git
 
Gitmek istediğiniz yer: