bozkir.net Bozkir Forum Arsivi 29 Mart 2024 - 08:35 *
Hoşgeldiniz, Ziyaretçi.Lütfen giriş yapın veya kayıt olun.

Kullanıcı adınızı, parolanızı ve aktif kalma süresini giriniz
Duyurular:
Mesaj yazmaya başlamadan önce Forum Kurallarını Okuyunuz.
 
 
Sayfa: [1]   Aşağı git
Gönderen Konu: Günlük...  (Okunma Sayısı 10688 defa)
0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
AliRizaOzaslan
Aktif Üye
**
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 903


« : 20 Ekim 2008 - 14:21 »

                                        Günlüklerimizi burada paylaşmaya ne dersiniz?
   
                                                               



18 Ekim 2008 Cumartesi seher vakti,Aksaray'dayım.

Sessizliğin hakim olduğu atmosferi,arz?,minarelerden,semalara yükselen,bir birinden güzel,sanatla icra edilen "Ezan na?meleri" dolduruyor.

Böyle bir vakitde hülyalara dalmış yürüyorum sokakda.Ve "Valide Sultan Camii'ne" götürüyor ayakları bu fakiri.

Avluda ilerliyorum,dışarıda iki kişi bir şeyler tarif ederler bir birlerine.Galiba cami avlu kap?sını soruyor biri?O saatde bütün kapıları açık değildir,güvenlik açısından.??aretle girişi tarif ediyorum,bu arada Mabed'e girmiştim.

Ecdadımız,Mabedlerimizi in?a ederken,taş,mermer kullanmış malzeme olarak,sanatını katarak.Ta? kullanmış ki,bu mabedlerde "taş yürekler" yumu?asın diye.

Sayıları 9-10 u bulan cemaatla alınlar secdede buluştu,Yaradanla...

Ç?karken düğünüyorum,mesaiye bir saatden fazla vakit var,i?yerim buraya çok yakın.
Bir an dedim,kendi kendime:

-Gel oğlum Ali Rıza,?urdan çık,Ordu Caddesini takip ederek,Veznecilere ulaş,ordan gidersin işine.Gayem,İstanbul'un sessizliğine arkadaşlık edip,benim sessizliğimle buluşturmak.

O esnada bir ses,dönüyorum,caminin girişini soran kişi.( Meyre'limi? kim mi? S?k?lmazsanız anlatayım)

Buyrun diyorum:

Ben Azerbaycan'dan geldim,Sultançiftliği'nde akrabalarım var,nasıl giderim oraya!
Hoş geldin,istersen yardımcı olurum,çünkü o yöne gidiyorum bende.Karşılıklı bakışlarımız tamam,oldu,gidelim dedi adeta.(ben arkadaş olacakken,arkadaş ben olmuştum)

Ve dönüyoruz,Valide Sultan Camiisini,Pertevniyal Lisesinin caddesini takip ederek.Yürüyoruz,hülyalardan uyanmış iki aşık olarak.Bir an 1970'li yıllara götürdü bir f?rtına bu fakiri.

Demirperde, Esir Türk Dünyası ve Ezanların buz tuttuşu minarelere.Göz ya??m? içime atarak,burnumun direğini s?zlatarak.

Bir an dedim ki,"bu fakir yıllardır,sizin hikayelerinizi,?iirlerinizi okudu,sizin adınıza birşeyler yapmış olabilmek adına...

Türkülerinizi söyledi:

Vefalı Türk,gelmiş yine,
Kurban Türk'ün bayrağına..

"Bir Millet,iki Dövlet" ne güzelde söylemişti,Rahmetli Haydar AliTürkoğlu(Aliyev)

Yürü?ümüz bu şekilde devam etti,taki otobüs-tranvay,?ehitli?e kadar.

Benim için zahmatlara gatlandın,helal et hakkını,Azeri lehçeli Türkçesiyle.Olur mu,ne demek,keşke bir yemek yeseydik barabar?

İnşaallah yeriz yemek de,Cennet de barabar!

Fakirin dilinde dile geldi,İnşaallah!

Ümmeti Muhammed,Müslüman Türk olmak adına,bir gül,bir demek suna bildiysek Nebiler Nebisine..

Bunları paylaşacak sevgili Bozgır'lılarım da varsa.

şükranlar olsun,Ey Gözel Allah'ım!..

« Son Düzenleme: 20 Ekim 2008 - 16:31 Gönderen: AliRizaOzaslan » Kayıtlı

Hamdım             Piştim            Yandım
AliRizaOzaslan
Aktif Üye
**
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 903


« Yanıtla #1 : 25 Ekim 2008 - 14:19 »

Bugün: 25 Ekim 2008   
 
 
 

Saatler geri alınıyor




Yaz saati uygulaması bu gece sona eriyor. Saat 04.00'ten itibaren saatler 1 saat geriye alınacak.




Saatleri geri almayı unutma!

Yaz saati uygulamasının sona erece?i pazar günü, saatinizi geri almayın sakın unutmayın...

Gün ?ından daha fazla yararlanmak amacıyla Cumartesi'yi Pazar'a başlayan gece, 04.00'de saatler 1 saat geri alınacak.

K?? uygulamas?...


 
 
Kayıtlı

Hamdım             Piştim            Yandım
leskog_harme
Yeni Başlayan
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 306



« Yanıtla #2 : 25 Ekim 2008 - 21:02 »

paylaşım için teşekkürler...
Kayıtlı

İmzanız kural dışı !!
zaman
Yeni Başlayan
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 361



« Yanıtla #3 : 25 Ekim 2008 - 21:22 »

emeğine sağlık
Kayıtlı
AliRizaOzaslan
Aktif Üye
**
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 903


« Yanıtla #4 : 26 Ekim 2008 - 15:09 »

26 Ekim 2008 Pazar,saatler geri alınmıştır,ta akşamdan.
05 de soka?ın yolunu tutmak için çıkıyorum,Z.Burnu'nda misafir olduğum hane-i saadetden..
?aban a?a hayatımın en genç zamanlarının hatıralarıyla hemhal.Dikilitaş,Çarşı Camii...
Ve davet var minarelerden,gönüllere,eda edilsin kulluklar vaktinde.
Gö?üs hastahanesine kadar,bana e?lik eden yağmurla yürüyorum,?ssız cadde de.Bine?im gelmiş,sanki özel ?öforüm kap?yı açıyor,nereye gitmek istersen?

Plan mı,zamanım ölçüsünde ne yapabilirim,08 de nöbet devralacağım,Bayrampa?a'da?(saat 06:30!) Eminönü bineğine iliğip,Topkapı surlarıyla selamla?ıyorum,nasıl selamsa.Aksaray'a ulaşmıştım ki,bir a?ina yüz var,yakınımda.Birol Demirtaş,Gündüğün sakinlerinden Ali Demirtaş'ın yiğiti,o da mesaiye gidiyor Taksim'e!

Taksim,taksim bana ne düşer taksim?

Mecidiyeköy hedefime alınmıştır,çoktan.Harbiye,Askeri müze,Radyo evi ve Osman bey..Buralarda Menzilli hanımefendi ikamet etmektedir,akrabalarıyla.G?yablarında selamlar gönderiliyor,güz yağmurlarıyla!

Gazi Mustafa Kemal Paşa'mız emrine amade olmuş evi de selamlara dahil ediliyor.Bütün ha?metiyle Şişli ve mübarek mabet,olsun sana da essalamü aleyk.

Bu defa bine?im "metrobüs",istikamet Edirnekap?,ne kapılar,ne anahtarlar var,tarihe çıkan bu güzeragah da.Eyüp Sultan Hazretleri, hakim tepede Mare?al Mustafa Fevzi Çakmak,olur mu,selam çakmamak? Essalümü Aleyk ey ehli iman...

Ve şehitlik:?uhedaların,Devlet-i Ricalin,Ulemanın,Gurebanın yurdu,u?ramadan geçilir mi,Fatihas?z,Duasız...Onlar değil asıl biz diriler muhtacız dualara!
Mehmet Akif Ersoy ?ahsında dillerde niyaz oldu dualar.

Sultançiftliği tranvayı bu kez bine?im.nöbet teslim alınacak,vardiya-ı geceden!

Esselamüaleyküm,Arzum/Feliks Güvenlik!

Kart basıl?nca saat konuşuyor tam 07.38...

Yağan yağmura,selamlarla yağan güz yağmurlarına rağmen ıslanmadım,ıslanamadım.

Bilmem sizleri ıslatabildim mi,bu paylaşım?mla?
« Son Düzenleme: 26 Ekim 2008 - 15:19 Gönderen: AliRizaOzaslan » Kayıtlı

Hamdım             Piştim            Yandım
AliRizaOzaslan
Aktif Üye
**
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 903


« Yanıtla #5 : 31 Ekim 2008 - 14:03 »

30 Ekim Perşembe 2008

Düğün davetiyesi vermek için Bekir Kayaba?? agabeyimin hane-i saadetlerine,kapı ziline dokunuyorum ki,sesini duyayım,sesleneyim derken:
-Kimsiniz?
-Aç gap?yı benim!
kapı açılmış,karış,karışya,göz,göze gelmiştik,ho?-be?,gucakla?ma ve odaya giriyoruz barabar ki,yengemiz Nevin hanımefendi de,hoş geldiniz,hoş bulduk.(Yengemiz Tekirda?'l?dır)

Bekir agabeyim,hanım birer kahve yaparsın artık bize,tamamlamamıştı ki sözlerini:

-Yaaa,belki benim garn?m aç,bu gayfede ne ola ki,iç ve galk git der gibi,diyorum.Bir an dıkıcık tuhaf olur gibi oluyoruz,hep barabar,lakin hemen toparlanıyoruz:

-Ne demek Rızam,yemeğin laf? mı,olurmu? der Bekir agabeyim!

-Yok agabey olur mu,aramızda teklif açlık-tokluk adına,bu muhabbet samimiyettendir,dostlar,köylüler arasında.

Ellerine sağlık gayfelerimizi ikram ettiler,ettiler de ne ettiler?

Bekir agabeyim demez mi:
Rızam iyiki geldin,uzun zamandır gayfe içmemiştim.

-Bir kahkaha kopardık ki,sanki Öteda?dan yank?lanır gibi...

Bekir agabeyimizin,cümle meyre com luara sevgileri,selamları var...


Eve dönüş yolunda,Bahariye Caddesi başında,a?ina bir sima,acaba mış
Sedaa, Seda Kavvas,karışlıklı bak??malar,hatırladın mı,Rıza abin,akşam anneniz yazmıştı siteye Caddebostandayım diye...

-Tamam,tamam,hatırlamaz mıyım?
Fatma ablama,eve selamlar,saygılar...


Ne dersiniz?
Kadıköy'de,yaşam?ştşk,ya?atmıştık,dıkıcık da olsa,köy,köylü özlemini dindirmiştik.

Bilmem sizleri de ortak edebildim mi?
« Son Düzenleme: 31 Ekim 2008 - 20:57 Gönderen: AliRizaOzaslan » Kayıtlı

Hamdım             Piştim            Yandım
hakiki
Aktif Üye
**
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 937



« Yanıtla #6 : 31 Ekim 2008 - 18:49 »

Daha ne diyek böyle güzel paylaşımlara  bizlerede teşekkür etmek düşer Harika Harika Harika
Kayıtlı

Nice  insanlar gördüm, üstünde elbise yok.
Nice elbiseler  gördüm, içinde insan yok.

                             Mevlana
AliRizaOzaslan
Aktif Üye
**
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 903


« Yanıtla #7 : 08 Kasım 2008 - 21:35 »

Yarı nadaslı bir günü değerlendirmek üzere bineşimle çıkıyorum seyri sefere,Üsküdar,Örnek Mahallesine doğru.
Çola?ın Rıza dayım(Ayakkabıcıdır Bozgır'da) ve Fatma halam köyden gelmişler,bilvesile çocuklarının yanına.Hoş-beş edilip,hal-hatır sorulup,gönüller alınmak için.

Yarenlikler uzad?,uzad?,uzadı ki,zil çaldı,gelen de kim acaba?Balıkesir'den oğlu emekli astsubay,Mehmet Erdoğan'dan gayrısı değildir.

Tam bir köy odası yarenliğine dönüşmüştü sohbetimiz.Kah Dayı alır sözü,kah Mehmet astsubayım,arasıra söze girer Fatma halam,Havva ablam,manevra yaparcasına tabii ki bir de bu fakir.

Bu esnada Irza dayım yeni,yaşanmış bir hikaye patlatır "Aziz Ali " dayından.
Aziz Ali dayı,Bedderesi'nde seyyar satıcılık yapmaktadır,ekme?i taştan çıkarırcasına adeta.Bir ara Zab?talarla ba?? beladadır.Bir iki varşıtırmıştır Zab?taya.O esnada hemen kendini kamufle etmek adına,tabiri yerindeyse tüyer oralardan.

Yakındaki bir karakolun önünü mekan seçer kendisine,beladan kaçmak,izini kaybettirmek adına.
Ve açar elini,dil söylemez,boynu hafif k?vrılmış vaziyette.Kim şüphelenecek ki,bu haldeki,Meyre'li Aziz Ali dayıdan...
Adeta destan olur,anlatılırmış,yıllarca köylülerimiz arasında Aziz Ali Dayının bu halleri...

Saat 14 gibi başlamıştık yarenli?e,tadı dama?ımızda kaldı,olmuştu 17:30 saat...

Irabbim rahmet eyleye,gani,gani Aziz Ali dayımıza ve cümle geçmişlerimize...




"Bozgır" kitabını yazan,Ali Ulvi Ülker Hocam selamlarını ilettiler,bi mukabele bu fakir de selamlar yollar,internet kanalıyla...
Kayıtlı

Hamdım             Piştim            Yandım
AliRizaOzaslan
Aktif Üye
**
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 903


« Yanıtla #8 : 23 Kasım 2008 - 09:35 »

 
Fırtına sonrası,rahmet deryası


Zırrrrrrrrrr,uyan be arkadaş 05:35,dalma gaflete,uyan ki eresin esenliğe.Koruyucu "silah"ı kuşanıyorum,bir de Amasya elması,çatır,çutur sesleri,sessizliğni gideriyor adeta dünyanım.

Ve," Marmara Üniversitesi,Saliha Kulaksızoğlu Camii " ne getirmiş sessizlik,ses olmak için dertlerimize,deva olsun hastalıklarımıza,cümle Ümmeti Muhammed'in.
Eda olunmuş taatlar,mukabele takviyeli,sebilden içmişim girişte bir bardak suuu,çıkışda dahi ihmal etmedim nimetini Yüce Mevlam'ın!

Yürüyorum sessizliğine inat sokakları geride bırakarak,çoktan gelmişim durağa.Bineğim almış bir kaç kişi,İskele meydanındayım,Kadıköy'de..

Saat 07:00 meydan sakin,fırtına sessizliğinde,yağmur,rahmet yıkanmışlığında,Martılar bir başka uçuşuyor,vapurlar sakin,sakin yanaşıyor İskeleye..

Hiç sabahın bu saatlerinde çıktınız mı,İstanbul'la buluşmak,konuşmak,yaşamak için sessizliğinde,anlamalı seslerini,Güzel İstanbul'un? Denemeye değer mi,uykusuz kalmak pahasına?

Karacaahmet mezarlığında,Şakirin Camii, ne de şık olmuş,yakında hizmet vermek için,son rutuşları yapılıyormuş.

Ve "Boğaziçi köprüsü!" O ne muhteşemlik,harikalar diyarı ki;sağımda altundan kolye gibi,selamlıyor "Fatih Sultan Köprüsü.."

Solumda,ötelerden göz kırpıyor adeta

"Topkapı Sarayı,Ayasofya,Beyazıt Kulesi,Dolmabahçe Sarayı!.."

Durulmuş dalgalarından denizzzzzzzz...Çarşaf misali ütülü,hafif kırışıkları olsa da.Tekneler çıkmışlar,gubarırlar,Hindilere,Mısırgalara nazire yaparcasına,dingin denizde..

Metrobüs hat inşaatını es geçebilir miyim,paylaşmadan sizlerle?Son hız devam ediyor,bizlerin ve İstanbul'un iki yakasını yakınlaştırmak için bir an önce bitirmek adına..

Henüz yeni yeni ışıklarını bırakırken güneş İstanbul'umuza,geçiyorum Çağlayan,Okmeydanı,Darulaceze..Haliç selamlıyor sağlı-sollu mekanlarla,pırıl-pırıl,berrrak mı berrak deniziyle,Yavuz Sultan Selim Camii ile,Türkün hoş görüsünün timsali, o kadar ihanet görmesine rağmen,dim dik ayakda Patrikhane.Fırtına sonrası-rahmet deryası, yeşiller içinde Eyyüp Sultan Kabristanı...

Nöbet yerime giriş kartını geçiyorum saat 7.30.

Ne dersiniz bu kadar zaman diliminde ne kadarını görebilirsiniz,gündüzün tantanalarında Güzel İstanbul'umuz?
Ben mi,daha izaha lüzum var mı,okudunuz,şahit oldunuz? Düşünür müsünüz hala!..    Wink
Kayıtlı

Hamdım             Piştim            Yandım
hakiki
Aktif Üye
**
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 937



« Yanıtla #9 : 23 Kasım 2008 - 20:10 »

Bi saat elli beş dakikada  koruyucu silahı kuşanıyon  amasya elmasını yiyon camide sebilini içiyon
mevlama kulluğunu eda ediyon ve istanbulun güzelliklerini bizlerle paylaşıyon kısa zamanda
 ve bizlerede sizlere teşekür etmek düşer  eline yüreğine sağlık  Harika Harika Harika
Kayıtlı

Nice  insanlar gördüm, üstünde elbise yok.
Nice elbiseler  gördüm, içinde insan yok.

                             Mevlana
AliRizaOzaslan
Aktif Üye
**
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 903


« Yanıtla #10 : 24 Kasım 2008 - 09:36 »

Bi saat elli beş dakikada  koruyucu silahı kuşanıyon  amasya elmasını yiyon camide sebilini içiyon
mevlama kulluğunu eda ediyon ve istanbulun güzelliklerini bizlerle paylaşıyon kısa zamanda
 ve bizlerede sizlere teşekür etmek düşer  eline yüreğine sağlık  Harika Harika Harika


Gurban olsun Bozgır'lım,bu Bozgır'ırın fakiri sizlere.

Her şey Bozgır'ım,Bozgır'lım için!... Harika
Kayıtlı

Hamdım             Piştim            Yandım
AliRizaOzaslan
Aktif Üye
**
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 903


« Yanıtla #11 : 22 Şubat 2009 - 19:01 »



8.ci bozkır.net İstanbul buluşması


22 Şubat 2008 Pazar günü bir güzellik daha yaşadık,bozkır.net üyeleriyle.Ayazlı bir hava,ılıman olmuştu Üsküdar iskelesinde.Sılayı rahim,hasbihal,buluşma ne derseniz deyiniz.Kazananı bizlerin olduğu zaman dilimleri.

Kimler vardı mı?Ali Ulvi Ülker hocamız,Mustafa Navruz,Osman Yılmaz,Ali İhsan Çiçek,Abdullah Pehlivan ve Mustafa,Emrah.
Hemen iskelenin yanındaki çay evini mekan tutmuştuk.Dışarıdaki ayazlı havaya kinaye,sım sıcak duygular sarmıştı bizleri.

Yudumlanan çaylar,adeta sıla özlemimize melhem olmuştu.İki saat ne çabukda geçmişti,farkettirmeden.Şöyle bir Bozgır değerlendirmesi,internet hayatı kritikleri ve vedalaşmak,yine buluşmak üzere temenniler,dilekler.

Bir avuç Bozgır'lı boğazı, Çarşamba çayı gibi tasvir ederek,bizim oraları yadettik.
Kayıtlı

Hamdım             Piştim            Yandım
AliRizaOzaslan
Aktif Üye
**
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 903


« Yanıtla #12 : 28 Mart 2009 - 23:09 »

Bir sabah bir güvercin...



Bir sabah bir güvercin,
Boynu bükük ve gözü yaşlı,
Giden savaşçıların ardından ağladı.

Bazı insanlar dava adamı olarak doğarlar. Ve hep öyle kalırlar. Çok genç yaşlardan itibaren hayatın bütün cenderesinden geçip fırtınalı hayatın soğuk rüzgârlarına direnecek yürek geliştirirler.

Dünyanın problemleri onlar için yaratılmıştır. Hainler, alçaklar, onların yüreklerine derece kazandırmak için vardır. Onlar yorulmaz, korkmaz, endişeye kapılmaz, ölüm kaygısı hiç taşımazlar. Onların özel hayatları olmaz. Hapishaneler, onlar için var olmuştur, itilmişlik, dışlanmışlık onlar içindir. Onlar için han duvarlarında mısralar kazınmıştır.

Gönlümü çekse de yarin hayali,
aşmaya gücüm yetmez cibali,
yolcuyum bir kuru yaprak misali,
huduttan hududa atılmışım ben...

Ama bunlar, onların hiç umurlarında olmaz. Sürekli üzerine benzin dökülen bir milletin selameti için koşturur dururlar. Evlat kokusuna, yâr kucağına ayıracak vakitleri yoktur.

Dava adamları, hayatı hep uzatmalarda yaşar. Bu Anadolu'nun kavruk delikanlısı, yitik kuşağın en müşahhas temsilcisi de hayatı uzatmalarda yaşıyordu.

12 Eylül öncesi nereden geldiği belli olmayan bir kurşunla da ölebilirdi ya da Mamak'ta işkence görürken... "Arkadan enseme vuruldu, kafam bir yere çarptı ve alnımdan aşağıya doğru ılık ılık kan aktı. Hakaret ede ede, vura vura götürdüler, ayakkabılarımı, çorabımı çıkarttılar. Bir kalasın üzerine sırtüstü yatırıldım ve iple bağlandım. Kollarım açık olarak, üzerime omuzumdan bir kalas bağladılar, -T- şeklini aldım. Bir sandalyenin üzerine çıkartıldım. Kalas tavanda bir yere çengellere asıldı, sandalye altımdan çekildi, havada sallanarak boşlukta kaldım. O şekildeyken elektrik verdiler.

İşkenceden ziyade soyundurulmuş olmaktan etkilendiğim anlaşıldığı için, sonraki sorgulara soyundurularak alındım. Bir ara omuzuma bir ot yastık konuldu. Çok rahatladım. Herhalde birisi bana iyilik yaptı dedim. Ama bir müddet sonra yastık ağırlaştı...

Dedim ki; "Şu yastığı öbür tarafa kor musunuz?" "Yasak lan!" dedi. Anladım ki yastık da işkencenin bir parçası. Yemek yok. Su içmek yasak: Bir, psikolojik baskı gerekçesi olarak. Bir de cereyana verildiğimiz için, vücut susuz kalıyor, ani bir su içme halinde iç kanamadan ölümler meydana geliyormuş." Ya da hain bir trafik kazası sonrası da göçebilirdi bu dağdağalı dünyadan. Onun yaşamasından rahatsız olan hainler bir kuytu yer bulurlardı uzatmaları bitirecek.

Bir coşku var içimde bugün kıpır kıpır
Uzak çok uzak bir yerleri özlüyorum
Gözlerim parke parke taş duvarlarda

Açılıyor hayal pencerelerim
Hafif bir rüzgâr gibi süzülüyorum
Ben sonsuzluğu düşünüyorum

Ey Sonsuzluğun Sahibi, sana ulaşmak istiyorum

Durun kapanmayın pencerelerim
Güneşi kapatmayın
Beton çok soğuk, üşüyorum.

Biliyor musun bu millet seni çok sevdi. Senin bilmediğin kadar çok sevdi. Milyonlarca insan gece yarıları kalkıp dua etti. Son dakikaya kadar gittiğine inanmadılar ve umutla bir haber beklediler. Artık ne Mamak var ne işkencecilerin... Çıktığın yolculuk içimizi çok acıttı ama yolun açık olsun.

Melekler yoldaşın olsun. İnşallah bir daha hiç üşümezsin.

28 Mart 2009, Cumartesi

Alıntıdır
Kayıtlı

Hamdım             Piştim            Yandım
AliRizaOzaslan
Aktif Üye
**
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 903


« Yanıtla #13 : 30 Kasım 2009 - 19:24 »

Bu gün kurban bayramının son demleri.Saat 11 gibi Bahçelievler'e gitmek niyetiyle yola koyuluyorum.Metrobüs sayesinde kolay bir yolculuk neticesinde amacıma ulaşıyorum.

Malumunuz,Bozkırlılar Vakfı'nda,Aliçerçi derneğimizin bayramlaşma buluşması var.Hem Bozkırlılar Vakfını ziyaret,hem de Aliçerçi'li dostlarımla bayramlaşmayı paylaşmak adına buradayım.

Bozkırlılar Vakfı,Bahçelievlerin güzide bir caddesine çıkan bir o kadar güzide bir sokağında,güzide bir mekan.Bozkırımızın güzide insanların tarafından,yine Bozkırımızın güzide insanlarına hizmet adına kurulmuş.

"Delikanlılık yaşına" ulaşmış bu gaye uğrunda.Vesile olanları şükranla yad ediyorum.

Kapı açık,hemen içeri giriyorum ki,aşina bir kaç sima.Kadıköy'den,başkanların,başkanı Abdullah Yüksel ağabeyimiz,Ramazan Oğuz kardeşimiz,Zeytinburnu'ndan bizim meşhur "Bozkır Erkek Kuaförü" Ahmet Uçar dostumuz.

Derken gönlü ve bedeni Aliçerçi sevdalısı yiğit insanlarımız teşrif ettiler.Kimler yokdu ki:
Avcılar'dan Osman Ergün dayımın mahdumu,ağabeyim,öğretmen Emin göründü.Bitti mi?

Bozkırımızın medarı iftiharı,Kültür-sanat elçisi,hizmetgarı,namı diğer "Aslan Mustafa'sı" şereflendiriyor meclisimizi.

Abdullah Yüksel başkanımız günün önemine binaen söz aldı.Köylüleri ile karşılıklı sohbet eyleyip,dernekleri için görüş-alış verişinde bulundular.Hasretleri yudumlarcasına servis yapıldı çaylar.Toplu bayramlaşma icra edildi.
Hamaratlı çaycılarımız,servisçilerimiz hizmetlerini kusursuz ifa ettiler.(Ramazan Oğuz,Ahmet Uçar)

Dönüş yolunda devam etti sohbetimiz,Bahçelievler'den,Kadıköy'e kadar.Dört,beş saate sığmıştı bütün bunlar.Gönülün sığdığı yerlere neler sığmaz ki!..

Bu güzellikleri yaşamamıza vesile olan,Vakıf ve Dernek yönetimlerine şükranlarımı arz ediyorum.Veee;bunlara sahip çıkıp,desdek olmaya davet ediyorum cümlenizi.

Bayram çoşkusunda yaşanacak,bayramlarla bezenmiş ömürler duasıyla..
Kayıtlı

Hamdım             Piştim            Yandım
Sayfa: [1]   Yukarı git
 
Gitmek istediğiniz yer: