bozkir.net Bozkir Forum Arsivi 29 Mart 2024 - 08:48 *
Hoşgeldiniz, Ziyaretçi.Lütfen giriş yapın veya kayıt olun.

Kullanıcı adınızı, parolanızı ve aktif kalma süresini giriniz
Duyurular:
Mesaj yazmaya başlamadan önce Forum Kurallarını Okuyunuz.
 
 
Sayfa: [1]   Aşağı git
Gönderen Konu: Tunus Üç Osmanlı Kalesini Fethetti!  (Okunma Sayısı 1843 defa)
0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
leskog_harme
Yeni Başlayan
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 306



« : 09 Kasım 2008 - 16:18 »


Tunus üç Osmanlı kalesini fethetti!
[/size][/color] 
 
 




Bu kez, Osmanlı mirasının korunmasına ilişkin 'ters' bir örnek var elimizde. Tunus'un sahil kasabası Ghar El Melh'teki üç devasa Osmanlı kalesi, cumhurbaşkanı Bin Ali'nin talimatıyla restore ettirildi. Kalelerden birinin Osmanlı müzesi olabilmesi için ç?rp?nan Tunuslular, altı yıldır Türkiye'den cevap bekliyor. 
 
 
 

TUNUS TÜRKiYE'DEN OSMANLI TOPU iSTiYOR

Osmanlı, sihirli bir sözcük hâlâ... Geni? bir coğrafyada saygıdeğer dedelerin, hatırlı torunları gibi, hadi itiraf edelim, az ??mar?k, ferah fahur dolaşıyoruz. Biraz Balkan, biraz Ortadoğu, az da Afrika havası aldıysak hele, Osmanlı eserlerinin ak?betinden haber veren vakanüvislere dönüşüyoruz. Kim sahip çıkmış mirasa, kim elinden çıkarmış? Koca Sinan'ın camisi yerli yerinde çok şükür, Abdülhamit Han'ın çarşısı hâlâ c?v?l c?v?l, ah ama Turgut Reis külliyesi niye böyle harabeş Tanınmaz hale gelenler, hatta yıkılanlar var bir de, işte o zaman suratımızdan düşen bin parça. Oysa biz de yeni el attık surlara, köprülere, daha düne kadar camiler, mescitler üç kuru?a satılıyordu bu memlekette. Neyse, mevzu bu değil, halimizi bilelim de, şimdi duyacağımız habere daha çok sevinelim diye söylüyoruz. Yemek daveti için gittişiniz küçücük bir Kuzey Afrika kasabasında denize naz?r üç muhteşem ve mamur Osmanlı kalesi görseydiniz sevinmez miydiniz?

Başkent Tunus'a altmış kilometre uzaklıktaki sahil kasabası Ghar El Melh'te savunma amaçlı kurulan üç devasa kaleyi kim restore ettirdi? Kasaba sakinlerine göre Türkiye, önemli bir para göndermiş ve eserlerin restoresini üstlenmişti. Acaba öyle miydi? Akdeniz'e naz?r kalelerin etrafını dolaştşk, kilitli kapılardan içeri baktık, kitabeleri okumaya çalıştık, Tunus başkonsoloslu?umuzdan bilgi istedik, yoksa devlet s?rrı mı istedik, kapılar duvar olduğuna göre, nihayet cebimizde bir sürü soruyla vatana döndük. Neyse ki Kültür Bakanlış? imdadımıza yetişti ve merakımızı giderdi.

Üç muhteşem kaleyi kim onard??

Olaylar bakın nasıl geli?mi?; bundan tam altı yıl önce 'Ghar El Melh Eski şehrini Koruma Derneği' başkanı Hafifa Hanım, Tunus Büyükelçiliğimize bir mektup göndermiş. Mektupta, iki ülke arasındaki kültürel işbirliğinin güçlendirilmesi, Tunus ve Türkiye kardeşliklerinin daha ileri götürülmesi gibi dostane önerilerin yanı sıra bazı somut öneriler de yer alıyormu?: "Ghar El Melh, Türkiye'de benzer özelliklere sahip bir yerleşim birimiyle kardeş şehir olsun. Yörede Türkler tarafından in?a edilen anıtsal yapıları gösteren bir fotoğraf sergisi açılsın." Görüldüğü üzere, eserlerin restoresinden henüz söz edilmiyor. As?l sürpriz Milli Savunma bakanımızın altı ay sonraki resmî ziyaretine saklanmış gibi. Ghar El Melh'te, kaymakam, belediye başkanı ve mektubu gönderen dernek başkanı tarafından karışlanan dönemin bakanı, kasabadaki Osmanlı kalelerinin restoresine Tunus Cumhurbaşkanı Zeynelabidin Bin Ali'nin talimatıyla başlandı?ını öğreniyor. Anıtların yöreye önemli miktarda yabancı turist çekece?i yönünde bir beklenti var ki, gelirinin tamamına yakınını turizmden sağlayan bir ülke için anlaşılabilir bir heyecan; her biri en az üç yüz elli yıllık üç kale bir sahil kasabasını nasıl da ?enlendirir! Bakanın aynı günlerde ziyaret ettiği Bin Ali de Tunus kültürel mirasının önde gelen eserlerinden sayılan kalelerin korunmasına çok önem verdiğini, hatta bu eserlerin Osmanlıların bölgeye hizmetini kanıtladığını söylüyor.

Tunuslu yetkililer, kalelerin nasıl kullanılacağını restore bitmeden kararla?tırmış. Her kalede bir oda, Osmanlı dönemine ait giysilerin, elişlerinin, silahların, Türkiye'ye ait harita, fotoğraf ve objelerin sergilenmesi için ayrılacak. Ayrıca o dönemden kalma birkaç Osmanlı topu da (bulunamadığı takdirde asl?na uygun dökümü) Türkiye'den beklenen armağanlar arasında. Restorasyon dediğin 'ha' demeyle bitmiyor tabii, karışlıklı yazı?malar uzun süre devam ediyor ve TC Kültür Bakanlış?'nın yukarıdaki talepleri kabul ettiğine dair bir yazı göndermesi 2005 yılını buluyor. Yazıda, tahmin edilece?i üzere, her türlü teknik desteğin verilece?i, taşınır kültür ve tabiat varlıklarının yurtdığına çıkar?lmasının mümkün olmadığı; ama eski eserlerden çıkar?lacak kopyaların Tunus'a gönderilebileceği belirtiliyor. Bir yıl sonra da Türkiye'den iki uzman, Ghar El Melh'te neler olup bittişini görmek üzere Tunus'a gidiyor. Mimar Ayla Vasfi ve Ankara Rölöve ve Anıtlar Müdürü Hasan Yavuz, Tunuslu yetkililere ellerinde sergilenebilecek Osmanlı eseri olup olmadığını soruyor. Cevap olumsuz, yazı?malarda iletilen talep bir kez de şifahen yineleniyor: "Osmanlı eserlerinin ağırlıklı olarak Türkiye'den getirilmesini rica ediyoruz." Bizimkiler, sergileme olabilmesi için kale girişine kontrolü sağlayacak güvenlik ve gi?e görevlisi atanmasını tavsiye ediyor. Toplantıda müze olması planlanan Tunus Kalesi'yle ilgili kabataslak bir plan bile hazırlanıyor. Buna göre, alt katın orta avlusunda açık hava konserleri yapılabilir. Üst kattaki birbirine bağlı odalar ise Osmanlı mutfağı, Osmanlı kıyafetleri, silahları, çömlekçilik, gözboncukçuluşu, berber dükkân?, hat, ebru sanat?, Osmanlı gemi maketi gibi sergilemelere tahsis edilebilir.

İki ülke yetkilileri aynı masa etrafında toplanıyor, görüş birliğine varıyor hatta o günlerde Tunus Kültür Bakanı M. Aziz A?ur, dönemin TC Kültür Bakanı Atilla Koç'tan müze için finansman deste?i istiyor, bizim uzmanlar hazırladıkları raporu Kültür Bakanlış?'na sunuyor. Buraya kadar her şey yolunda görünüyor; ancak Kültür Bakanlış?'nın 2006 yılında D??işleri Bakanlış?'na gönderdiği bu rapor iki yıldır orada bekliyor. Geçtiğimiz ağustos ayında, Tunus D??işleri Bakanı ülkemizi ziyaret edince, küçük bir hareketlilik yağanıyor; bir eylem planı daha hazırlanıyor; ama o kadar. Tunus'un 2002 yılında yaptığı çağrı, altı yıl sonra hazırlanan bir planda hâlâ "... Kalelerden birinde Türk-Tunus ilişkilerine ilişkin bir tarih müzesi kurulması projesinin sonuçlandırılmas?" şeklinde yer alıyorsa... Kültür Bakanlış?, D??işleri Bakanlış?'nın ilgili birimlerine eylül ayında bir yazı daha gönderip, iki yıl önceki raporla ilgili bir gelişme olup olmadığını sormu? ve konuyla ilgili görüş ve önerilerin 'ivedilikle' Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlü?ü'ne bildirilmesini istemiş. Tunus'ta kaleleri dolaşırken aklımıza takılan bir sorunun daha cevabını buluyoruz işte: "Kalelerin kap?sı niye kapalı, içleri niye bomboş?" Hâs?lı, Tunus hâlâ bir Osmanlı topu bekliyor.

Kültür Bakanlış? Akif'in mıs?r'daki evini müze yapabilecek mi?

Ghar El Melh'teki eserler vesilesiyle öğreniyoruz ki, TC Kültür Bakanlış?'na bağlı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlü?ü, Kuzey Afrika'daki Osmanlı eserleriyle ilgili birtakım restorasyon çalışmaları yürütmekte. Onarımı tamamlanan eserler arasında Kahire Sinanpa?a Camii ve Külliyesi ile Cezayir'deki Dayı Sarayı var. Sinanpa?a Camii için bundan on yıl önce on bin dolar, Dayı Sarayı içinse 2000 yılında elli beş bin dolar gönderilmi?. Restoresi tamamlanan Dayı Sarayı bugün başkent Cezayir'in en turistik eserlerinden biri... Bir de halen üzerinde çalışılan projeler var. Mehmet Akif Ersoy'un mıs?r'daki evi, özel mülk olduğu için bir müzeye dönüştürülemiyor; ancak bakanlık sorunu çözmekte ve evi restore edip müzeleştirmekte kararlı. Trablusgarp'taki Turgut Reis Külliyesi ve Bingazi'deki El Barka K??lası da bakanlığın kapsama alanına giren eserler arasında.
 
Kayıtlı

İmzanız kural dışı !!
Sayfa: [1]   Yukarı git
 
Gitmek istediğiniz yer: