Yahya Kemal'in İstanbul'u, şiirlerinde kalmış
[/size][/size][/color]
Geçtiğimiz hafta bugün, sabahın erken saatlerinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin önünde bekleyen bir otobüsün yanında edebiyat ve kültür adamlarıyla gazeteciler bir araya geldi. Çevreden geçenlerin 'sabahın bu saatinde bu kadar adam niye toplanmış acaba' diyen bakışlarının arasında onlar çoktan ayaküstü sohbetlerine başlamışlardı bile 
Bu topluluşu bir araya getiren ise aramızdan elli yıl önce ayrılan büyük şair Yahya Kemal Beyatl?'ydı. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen etkinliğin amacı; "Yahya Kemal'in şiirlerle anlattı?? semtleri ve eserleri gezerek bugünkü hallerini gözlemlemek, şehri şairin gözü ile tekrar değerlendirerek İstanbul'un ana renklerini, tarihi ve tabii dokusunu koruma bilincine katkıda bulunmak"t?.
Bu gezide kafileye rehberlik edecek isim ise Yahya Kemal'i ya?arken görmüş, dinlemi? bir İstanbul beyefendisi olan hocaların hocası Prof. Dr. Orhan Okay'd?. Yahya Kemal adına bir ansiklopedi yazan ve neredeyse söylenmedik bir şey bırakmayan Be?ir Ayvazoğlu'nun da hazirunun içinde olması bir başka heyecan vesilesiydi şüphesiz. '?iirlerinin ?zinde Yahya Kemal'in İstanbul'u flamasının yapı?tır?lmasıyla hareket eden otobüsün ilk durağı Yahya Kemal'in "Koca Mustâpa?a! Ücrâ ve Fakir İstanbul!/ Ta fetihten beri mü'min, mütevekkil, yoksul" mİsralarıyla anlatmaya başladığı Kocamustafapa?a. şairin aynı şiirinde dediği 'yolda sükûn' gün Pazar saatler erken olmasına rağmen yoktu diyebiliriz. Yine şairin huzur bulduşu servilikleri ise görmek mümkün olmadı. 'Her geçildikçe basılmış ve düzeltilmi?' toprağı göremedik belki ama 'daracık ve i?ri sokaklar hâlâ vardı Kocamustafapa?a'da. Orhan Okay önde biz arkada Koca Mustapa?a şiirinde Yahya Kemal'in en çok bahsettiği ve bu semt ile bir anılan Sümbül Efendi Camii'ne ilerliyoruz. kapıdan girerken Be?ir Ayvazoğlu uyarıyor kalabalığı. Caminin haziresinde Kayı?zade lakabıyla bilinen büyük hattat Hafız Osman'ın kabrinin bulunduğunu söylüyor. Manastırdan ibadethaneye çevrilen caminin avlusunda dinliyoruz Okay'ın sesinden Koca Mustapa?a şiirini. Bilinçsizce park etmiş araçlar yüzünden otobüsümüz, Yahya Kemal'e o muhteşem 'Süleymaniye'de Bayram Sabah?'nı yazdıran atmosfere ancak üç sokak yaklaşabiliyor. Restorasyon dolayısıyla avluyu ve türbeleri gezmekle yetiniyoruz. Bir çay molasının ardından Yahya Kemal'in Hayal şehir adlı şiirinde 'bir gurub vakti'nde bakıp kendimizi bir rüyaya bırakmamızı istediği Cihangir'in yolunu tutuyoruz.
Cihangir'den Üsküdar'a bakabilmek için otelden aşağı binaların bittiği yere kadar geliyoruz. Orhan Okay şiiri okumaya bağlıyor. Fakat ne Üsküdar'? görebiliyoruz ne de boğaz?. şiir bittikten sonra boşaz yolu ile Bebek, Hisar ve ?stinye yönüne hareket ediyoruz. şaire "Cihanda olmadı bir hisse-î verâsetimiz/ Bebek Koyu'nda temâ?â-yı âbdan başka." dizelerini yazdıran ve çok sevdi?i Bebek'e gelmek kolay olmuyor. Zira, hava güzel günlerden Pazar olunca sahil yolunda ağır ağır ilerliyor trafik. Münir Nurettin Selçuk'un Yahya Kemal şiirlerinden bestelediği şarkılar ve Orhan Okay, ve Abdullah Uçman'ın sesinden dinlenilen şiirlerle biraz olsun unutuyoruz trafi?i. ?stinye'ye varmadan şairin kabrinin bulunduğu A?iyan mezarlığ?na u?ruyoruz. Buraya gelmişken Nihat Sami Banarlı'y?, Ahmet Hamdi Tanpınar'? Münir Nurettin Selçuk'u da ziyaret etmeyi unutmuyoruz. Yahya Kemal'in "Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul" mİsralarıyla başlayan Bir Başka Tepeden'i yazdığı varsayılan Büyük Çaml?ca Tepesi Anadolu yakasındaki ilk durak oldu. İstanbulluların akın ettiği tepeden doya doya bakıp İstanbul'u seyretmek vakit darlı?ından mümkün olmasa da Çaml?ca Gazeli'ni okumaya fırsat bulduk. Bir de boş tabure kollayıp oturacak yer bulunduğu takdirde bir bardak çay içmeye. Çay sohbetinde ise "Çaml?ca'nın bugünkü bu kalabalık halinin şairlere ilham verip vermeyece?i konu?ulan konular arasındaydı. Kararan hava ve ağırlaşan trafik arasında Atik Valide'ye doğru yöneldik. şairin 'Atik-Valde'den ?nen Sokakta'da belirtti?i gibi sessiz değildi sokaklar. Kerpiçten evler yerine çoğu semtte görmeye alığık olduğumuz betonarme binalar karışladı bizi. Ziyaret şiirinin yazıldığı Atik Valde Camii kafilenin son durağı oldu. Orhan Okay'ın hayatında ilk kez geldiğini söylediği caminin avlusundaki çay faslı günün yorgunlu?unu almaya yetmişti. Caminin hâlâ arzı endam eden çinileri, ç?narlar ve şadırvan şairin anlattı?? gibiydi. İstanbul'un Fethini gören Üsküdar'ın sahiline inmeyi akşam trafi?i yüzünden kimsenin gözü kesmedi Veda öncesinde sık sık tekrarlanan cümle ise "Yahyâ Kemal, şiirleriyle bize öyle bir İstanbul sevgisi vermiş ki, bu güzel şehirde yapılan onca tahribat bile bu sevgiyi söküp atamıyor." oldu. şairin vefatının 100. yılında buna benzer bir gezi yapılsa acaba nasıl bir İstanbul'la karışlaşılır, kim bilebilir ki? AL? PEKTA?
Link:
http://zaman.com.tr/haber.do?haberno=758247&title=yahya-kemalin-istanbulu-siirlerinde-kalmis
