Altay
Yeni Başlayan
Çevrimdışı
Mesaj Sayısı: 44
|
 |
« Yanıtla #1 : 26 Kasım 2007 - 11:55 » |
|
Ağlayı Ağlayı Düştüm Yollara
Ağlayı ağlayı düştüm yollara Karışayım bozbulanık sellere Adı sanı bilinmedik illere Gitmeyince gönül yardan ayrılmaz
Ahım kaldı şu gelinin ahdinde Deremedim güllerini vaktinde Karanlık gecede kolum altında Yatmayınca gönül yardan ayrılmaz
Gözüm kaldı şu kaplanın postunda Azrail de can almanın kastında Döne döne teneşirin üstünde Yunmayınca gönül yardan ayrılmaz
Hadini de Karac'oğlan hadini Aramazlar gurbet ile gideni Ak göğsün üstünde çakır dikeni Bitmeyince gönül yardan ayrılmaz
Ala Gözlerini Sevdiğim Dilber
Ala gözlerini sevdiğim dilber Sana bir tenhada sözüm var benim Kumaş yüküm dost köyüne çezildi Bİr zülfü siyaha nazım var benim
Ak ellere al kınalar yakınır Ala göze siyah sürme çekinir Dostu olan dost yoluna bakınır Dosta giden yolda izim var benim
Yiğit olan gizli sırrı bildirmez Güzel olan gül benzini soldurmaz Her olur olmaza meyil aldırmaz Bir şahan avlar da bazım var benim
Karac'oglan derki konanlar göçmez Bu ayrılık bizlen arasın açmaz Bir kötü gönlüm var güzelden geçmez Ne güzele doymaz gözüm var benim
Ala Gözlüm, Ben Bu İlden Gidersem
Ala gözlüm, ben bu ilden gidersem, Zülfü perişanım kal, melil melil. Kerem et, aklından çıkarma beni; Ağla göz yaşın sil, melil melil.
Yeğin ey sevdiğim, sen seni düzet; Karayı bağla da, beyazı çöz, at; Doldur ver badeyi, bir daha uzat; Ayrılık şerbetin ver, melil melil.
Elvan çiçeklerden sokma başına, Kudret kalemini çekme kaşına, Beni unutursan doyma yaşına, Gez benim aşkımla yar, melil melil.
Karac`oğlan der ki: Ölüp ölünçe, Ben de güzel sevdim kendi halımça; Varıp gurbet ile vasıl olunça, Dostlardan haberim al, melil melil
Altın Kafes İdi Benim Durağım
Altın kafes idi benim durağım Dost elinden yaralandı yüreğim Evvel yakın idim şimdi ırağım Felek beni nazlı yârdan ayırdı
Dostumun yaylası çayır çimendi Şu şirin dillerden ikrarın verdi Yeminler eder de ayrılmam derdi Felek beni nazlı yârdan ayırdı
Kumaş olam arşın arşın yırtılam Köle olam çarşılarda satılam Vadem yetmedi ki ölem kurtulam Felek beni nazlı yârdan ayırdı
Der Karacaoğlan yanam alışam Akam gidem şu sulara karışam Yol başına gelmiş varam danışam Felek beni nazlı yârdan ayırdı
Aşam Dedim Karlı Dağın Başından
Aşam dedim, karlı dağlar başından Yüce dağlar koç yiğide dag m'olur Ağrır bedenim, sızlar yaralarım Bu yarayı ceken yigit sag m'olur
Sıra sıra dikemedim sö'ğü'dü' Ben başıma veremedim ögüdü Elleri göğsünde görün yigidi Yigit mağrur gezmek ile bey m'olur
Öğüt versen, bana ögüt kar etmez O yarin hayali karşımdan gitmez Kementle bağlasam, kolun bağ tutmaz Yarin zulufunden özge bag m'olur
Karac'oglan der ki, fani dünyadan Korkmaz mısın haram ile zinadan Ayırır seni anan babandan Gurbet ile düşen yigit sag m'olur.
Benden Selam Eylen
Benden selâm eylen şol nazlı yara Her beni gördükçe gülüp durmasın Aldırdım aklımı oldum divâne Aklımı başımdan alıp durmasın
Kız seninle böyle miydi pazarım Kara kaşlarında kaldı nazarım Yol üstünde kazmasınlar mezarım Yar gelip geçtikçe yanıp durmasın
Kız seninle bir bahçecik dikelim Ayvasından turuncundan satalım Gel sarılıp bir gececik yatalım Ahu zarım sende kalıp durmasın
Karacaoğlan der ki Hakk'a bakadur Yollar çamur belki çöker bükedur Çekemem kahrını bağrım yufkadur Arada haberin gelip durmasın
Çıkıp Yücesine Seyran Eyledim
Çıkıp yücesine seyran eyledim Gördüm ak kuğulu göller perişan Bir firkat geldi de durdum ağladım Öpüp kokladığım güller perişan
Hayal hayal oldu karşımda dağlar Eşinden ayrılan ah çeker ağlar Dökülmüş yapraklar bozulmuş bağlar Bülbülün konduğu dallar perişan
Yıkılmış dilberin mamur illeri Susmuş bülbüllerin her dem dilleri Dağılmış sümbülü solmuş gülleri Yüzüne dökülmüş teller perişan
Karac'oğlan der ki top avlamadım Arap ata binip boyalatamadım Küstürdüm dilberi hoylatamadım Dilberi küstüren diller perişan
N`eyleyeyim Şu Dünyanın Ziynetin
N`eyleyeyim şu dünyanın ziynetin, Akibeti ölüm olduktan geri? İstemem bahçemde bülbüller ötsün, Benim gonca gülüm solduktan geri.
Çöze idim düğümelerin döşünden, Öpe idim gözlerinden, kaşından; Güzelliğin soyha kalsın başından Ben inli, boranlı olduktan geri.
Yalanmış dünyanın ötesi, yalan. Felektir muradım elimden alan. Mısr`a sultan olsam istemem kalan, Dost ağlayıp düşman güldükten geri.
Karac`oğlan der ki: Bu, ne hal bilmem? Gelmişim dünyaya, bir daha gelmem. Alem bir yan`olsa, o yari vermem, Yarin gönlü bende olduktan geri.
Çukurova
Çukurova bayramlığın giyerken, Çıplaklığın üzerinden soyarken, Şubat ayı kış yelini kovarken, Cennet dense sana yakışır dağlar.
Ağacımız yapraklarla donanır, Taşlarımız bir birliğe inanır, Hep çiçekler bağrınızda gönenir, Pınarınız çağlar, akışır dağlar.
Rüzgar eser, dallarınız atışır. Kuşlarınız birbiriyle ötüşür, Ören yerler bu bayramdan pek üşür, Sünbül niçin yaslı bakışır dağlar.
Karac'oğlan, size bakar sevinir; Sevinirken kalbi yanar, köyünür; Kımıldanır hep derdlerim, devinir; Yas ile sevincim yıkışır dağlar.
Nazlı Yârdan Geldi Bana Bir Name
Nazlı yârdan geldi bana bir name Eğer doğru ise kırdı belimi Dediler ki yarini yad iller almış Kadir Mevlam nasib eyle ölümü
Bülbüle söyleyin gülüne konsun Beni yârdan eden Allah'tan bulsun Sabreyle sevdiğim ilkbahar olsun Terkedeyim vatanımı ilimi
Ak yâri gördükçe ağladım coştum Al elinden dolu badeler içtim Kötüler sandı ki ben yârdan geçtim Ölmeyince çeker miyim elimi
Karac'oğlan derki konmadan göçmem Her olur olmaza sırrımı açmam Kötüler köprü olsa üstünden geçmem Taşık suya uğradırım yolumu
Sabahtan Uğradım Ben Bir Güzele
Sabahtan uğradım ben bir güzele Ala gözlerine sürmeler çekmiş Taramış zülfünü dökmüş bir yana Salıvermiş ince belin üstüne
Bir hoş durur eda naz gibi Arkasında saçı tel tel saz gibi Has bahça içinde top nergiz gibi Karalar mı giydin al'ın üstüne
Alma alma yanakları al gibi Boyu uzar gider selvi dal gibi Seherde açılan gonca gül gibi Sandım kan damlamış karın üstüne
Çıka çıka çıktım yoluna vardım Verdiği çevreyi koluma sardım Uğrunda ölümü göze aldım Dİvanına durdum yolun üstüne
Çekiverdim gücün gücün içine Al karanfil takmış sünbül saçına Ömrümü koymuşum ferman bacına Yarim sultan olmuş ilin üstüne
Dağlar
Yücesinde namlı namlı karın var, Seni yaylayacak zamanım dağlar! Başından aşmağa yoktur takatim, Kalmadı dizimde dermanım dağlar!
Yağmur yağar, mor sümbüller bitirir; Yel estikçe kokuların getirir. Sarı çiçek sarvan kurmuş oturur; Karışmış güller çimenin dağlar!
Sarı çiçek sallanıyor naz ile, Dem sürerdim on beşinde kız ile, Şimdi öksüz kaldım kırık saz ile, Ah ettikçe tüter dumanım dağlar!
Yaz gelir, illerin çözülür, konar. Güzeller suyundan içip de kanar. Küpeler kulakta mum gibi yanar; Gördükçe, artıyor imanım dağlar!
Karac'oğlan der ki: Çöktüm, oturdum; Bağ bahçe diktim de meyva yetirdim. Alnı top perçemli yavrı yitirdim, Bir köşende kaldı gümanım dağlar!
Evvel Allah, Ahir Allah
Evvel Allah, ahir Allah Andan ulu gelmemiştir Hak Muhammed'den sevgili Hakk'ın kulu gelmemiştir
Sah-ı merdan idi adı Cömert sofrasın kim kodu Ali'ye aslanım dedi Uyruk Ali gelmemiştir
Pir olmayan aşka gelmez Koç olmayan kurban olmaz Ecel gelse derman olmaz Hakk'tan rıza gelmemistir
Od düştüğü yeri yakar Değme dalda gül mü biter Ko dört dilin, çok kuş öter Bülbül ünü gelmemistir
Karac'oglan Hakk'a yalvar Verdiğine günah ol dar Sol alemde eksiksiz yar Kimse bulup gelmemistir
Güzel Ne Güzel Olmuşsun
Güzel ne güzel olmuşsun Görülmeyi görülmeyi Siyah zülfün halkalanmış Örülmeyi örülmeyi
Mendilim yudum arıttım Gülün dalında kuruttum Adın ne idi unuttum Sorulmayı sorulmayı
Seğirttim ardından yettim Eğildim yüzünden öptüm Adın bilirdim unuttum Çağırmayı çağırmayı
Benim yarim bana küsmüş Zülfünü gerdana dökmüş Muhabbeti benden kesmiş Sevilmeyi sevilmeyi
Çağır Karac'oğlan çağır Taş düştüğü yerde ağır Yiğit sevdiğinden soğur Sarılmayı sarılmayı
Karacaoğlan 2
Behey ala gözlü dilber, Vaktin geçer, demedim mi? Haramı olmuş gözlerin, Beller keser, demedim mi?
Bak şu Kaşa, bak şu göze. Cığer kebab oldu köze. Yakasız gömlekler bize Felek biçer, demedim mi?
Deryalarda yüzer gemi, Şeker dudakların yemi. Süregör devranı, demi, Devran geçer, demedim mi?
Karac`oğlan der: Mert ile, Sözüm yoktur namert ile. Kahpe felek bu dert ile Bizi eğer, demedim mi?
Koşma-3
Bad-ı saba selam söyle o yare, Pek göresim geldi illerimizi. Gönül arzu çeker ama ne çare, Nr17;ideyim tutan var yollarımızı.
Acem şahı bize name gönderdi, Gam leşkerin üstümüze dönderdi, Zalim felek bizi yaktı yandırdı, Savurdu havaya küllerimizi.
Yüküm gamdır gam alır satarım, Pervaneler gibi yanar tüterim, Kıyamette yakasını tutarım, Vermesin hoyrata gönüllerimizi.
Karacr17;oğlan der ki gümanım yoktur, Gayri rakiplere amanım yoktur. Sılaya varmaya dermanım yoktur Nazlım beklemesin yarini
Koşma
Ala gözlü nazlı dilber Sen d(e) olasın benim gibi Zülfün dökük boynun bükük Sen d(e) olasın benim gibi
Bahçende güller bitmesin Dalında bülbül ötmesin Kapından cerrah gitmesin Sen d(e) olasın benim gibi
Gül yerine diken bitsin Kuşyerine baykuş ötsün Gözün yaşı sele gitsin Sen d(e) olasın benim gibi
Karac'oglan der mert gibi Yanar yüreğim od gibi Bir ok yemiş bozkurt gibi Sen d(e) olasın benim gibi
Koşma
İzin ver hey ağam ben de gideyim Ah çekip de arkam sıra ağlar var Bakarım bakarım sılam görünmez Aramızda yıkılası dağlar var
Coşkun sular gibi akıp durulma Kuru yaprak gibi esip savrulma Nerde güzel görsen ona çevrilme Bizim ilde cana kıyar beyler var
Karşıdan karşıya yanar bir ışık Bunu söyleyenin dilleri aşık Bir bugday benizli zülfü dolaşık Gitme diye beni yolda eğler var
Karac'oğlan der ki kendim öğeyim Taşlar alıp kara bağrım döğeyim Güzel sevme derler nasıl sevmeyim Kaşlar arasında çifte benler var
Sevdiğim Dilber
Ala gözlerini sevdiğim dilber Sevgini sevdamdan ayıramıyorum Gündüz hayalimde, gece düşümde Bana bir hal oldu bilemiyorum
Yaylanın hası da şu nazlı pınar Aşnası olanlar yolları dener Duramaz dillerim, nazlımı arar Dilim tutup da duramıyorum
Nerde güzel görsem artıyor gamım Genç yaşımda sağır oldu kulağım Her gün önümüzden geçer yolağım Şimdi nerd'olduğum bilemiyorum
Karac'oglan da gördüğün öğer Uzundur sacları topuğun döğer Vermişler beş bini, bin daha değer Kesilmiş bahası, alamıyorum
Viran Oldum Mor Sümbüllü Bağ İken
Şu yalan dünyaya geldim geleli Tas tas içtim ağulari sağ iken Kahpe felek vermez benim muradım Viran oldum mor sümbüllü bağ iken
Aradılar bir tenhada buldular Yaslandılar şıvgalarım kırdılar Yaz bahar ayında bir od verdiler Yandım gittim alkarlı dağ iken
Farımaz da deli gönlüm farımaz Akar gözlerimin yaşı kurumaz Şimden geri benim hükmüm yürümez Azil oldum güzellere beğ iken
Karac'oğlan der ki bakın geline Ömrümün yarısı gitti talana Sual eylen bizden evvel gelene Kim var imiş biz burada yoğ iken
Yayladan İnerken Bir Güzel Gördüm
Yayladan inerken bir güzel gördüm Ağlar melil melil bilmem nedendir Ak yerine karaları başına Bağlar melil melil bilmem nedendir
Ağ'rır başım kulaklarım çınılar Yaralarım göz göz oldu yeniler Hastaların derdi vardır iniler Sağlar melil melil bilmem nedendir
Kirmanı da kılıcınız kirmanı Taştan dönmez mızrağının yalmanı Böyle imiş padişahın fermanı Dağlar melil melil bilmem nedendir
Karac'oğlan der ki dinlen sözümü Aşk yoluna yandırırım özümü Dökülmüş yaprağı kalmış üzümü Bağlar melil melil bilmem nedendir
Yiğidin Eyisini Nerden Bileyim
Yiğidin eyisini nerden bileyim Yüzü güleç, kendi yaman olmalı Kasavet serine çöktüğü zaman Gönlünün gamını alan olmalı
Benim sözüm yiğit olan yiğide Yiğit olan muntazırdır öğüde Ben yiğit isterim fırka dağıda Yiğidin başında duman olmalı
Yiğit olan yiğit kurt gibi bakar Düşmanı görünce ayağa kalkar Kapar mızrağını meydana çıkar Yiğidin ardında duran olmalı
Safi güzel olan, sol bazı kötü Yiğidin densizi ey olmaz zatı Gayet durgun ister silahı, atı Yiğit el çekmeyip viran olmalı
KARAC'OGLAN derki, çile çekilmez Hozan tarlalara sünbül ekilmez Sak yabancı ile başa çıkılmaz İçinden sıdk ile yanan olmalı
Yürü Bire Yalan Dünya
Yürü bire yalan dünya Sana konan göçer bir gün İnsan bir ekine misal Seni eken biçer bir gün
Ağalar içmesi hoştur O da züğürtlere güçtür Can kafeste duran kuştur Elbet uçar gider bir gün
Aşıklar der ki n'olacak Bu dünya mamur olacak Haleb'i Osmanlı alacak Dağı taşa katar bir gün
Yerimi serin bucağa Suyumu koyun ocağa Kafamı alin kucağa Garip anam ağlar bir gün
Yer yüzünde yeşil yaprak Yer altında kefen yırtmak Yastığımız kara toprak O da bizi atar bir gün
Bindirirler cansız ata İndirirler tuta tuta Var dünyadan yol ahrete Yelgin gider salın bir gün
Karac'oğlan der nasıma Çok işler gelir başıma Mezarımın baş taşına Baykuş konar öter bir gün
|