Entellektüel Boyut
Rahim Er
29 Ekim 2007 Pazartesi
rahim.er@tg.com.tr 5 Kasım
24 Temmuz 1974 Kıbrıs Harekâtı’nın olduğu tarih. O zaman da Ankara-Atina-Zürih-Londra-Washington arasında diplomatik trafik işliyor, ümitler ışıldıyor, ümitsizlikler baskın geliyor, tam “anlaşma oldu” derken çıkmaza saplanılıyordu.
‘74 Harekâtı’ndan evvel silah patlamasın diye her yol denendi. Türkiye, Londra ve Zürih Anlaşmaları kendisine hak verdiği halde barışı korumak adına ne fedakârlık varsa yapıyordu. Fakat Yunanlılarla Rumlar inanılmaz bir inat içindeydiler.
Hatta bu müzakereler esnasında bir keresinde devrin Türk Dışişleri Bakanı Turan Güneş, bir de ağır bir kabalık yaşadı. Olay şöyle meydana gelmişti. Rahmetli Güneş, kritik noktalarda masadan kalkıp Ankara’yla görüşmeler yapmaktadır. Yine böyle bir ânda masadan kalkarken İngiltere Dışişleri Bakanı Mr. Callahan, meşhur İngiliz kibriyle bizim bakana nezaket ve devlet terbiyesini bir tarafa bırakarak şu lafı etmekten çekinmez: “Biz karşımızda bir bakan göreceğimizi sanmıştık, telefon ahizesi bulduk!”
Sonra ne oldu?
Prof. Güneş tabiî ki Ankara’yla görüştü.
Başbakan Londra’ya gitti.
Dışişleri bakanımız, Ankara’yı aradı. Mevsim, temmuz sıcağındaydı, işlerin çokluğundan ailesiyle ilgilenemiyordu o yüzden “Ayşe, tatile çıksın” dedi. Muhakkak ki bütün önleyici tedbirlere rağmen, telefonlar dinleniyordu.
Buna rağmen gafil avlandılar.
Ayşe tatile çıktı!
İndirme bindirme ve Türk bombardımanı başladı, Ayşe’nin tatile çıkması KKTC’nin kurulmasıyla nihayet buldu. Ayşe, tatile; Ecevit, Londra’da İngiliz başbakanıyla savaşı önlemeye dair görüşmeler yaparken çıkmıştı. Gerçi o sırada şu da söylendi: “Harekâtı, Ecevit değil, Erbakan başlattı!” İktidarda CHP-MSP koalisyonu vardır. Sayın Ecevit’in çekingenliği malûm. İki satırlık bir beyanatı bile daktilosuyla yazar onu muhabirlere okurdu. Harp ilânına dair herhalde daha da çekingendi. İddiaya göre başbakan, Londra’da iken başbakan vekili sayın Necmettin Erbakan, harekât için düğmeye bastı ve Ayşe tatile çıktı.
Turan Güneş’in kızı Ayşe şimdi bir profesör. Erbakan, evinde göz hapsinde, Güneş ve Ecevit toprak altında. O kibirli İngiliz de muhtemelen hayatta değil. Kıbrıs Türklerinin eli kanlı katili Makarios yine toprak altında.
Sayın Başbakan Tayyip Erdoğan’ın 5 Kasım’da Washington’da Mr. Bush’la görüşeceği haberini ilk alınca iki şey düşündük. Tırmanan hadiseler üzerine bu ziyaretin iptal edilip edilmeyeceği ve Beyazsaray’da yine ayaklar üst üste atılarak örtülü güç gösterisi yapılırken havanda su dövüldüğünün anlaşılması üzerine sınır ötesi harekâtın başlayıp başlamayacağı?
Türk başbakanının 3 sözüne dikkat etmeli:
-İnceldiği yerden kopsun.
-İcazet devri bitmiştir.
-Amerika’nın Irak’tan ne rahatsızlığı var ki orada?
Buna mukabil Miss. Rice da Kuzey Irak’a politik anlam yükleyerek kasten “Kürdistan” demekte. Bir de biz bir şey diyelim:
Cumhuriyetimizin 100. yıl eşiğindeyiz. Osmanlı Cihan Devleti’nin 725. yıl eşiğindeyiz. Büyük Türkiye Devleti’in 1000. yıl eşiğindeyiz.
Bu eşikten ufuklara bakınca şunlar gözükmekte.
Her şey 26 Ağustos 2071’e hazırlıktır. Bu tarihte yeniden dünya devleti olma mükellefiyetindeyiz. Osmanlı, Anadolu Birliğini kurmak için bir asrı aşkın zaman uğraştı. Şu yaşadıklarımız dağılan birliği yeniden tesis uğrunadır. Bu coğrafyanın mihver devleti, “
devleti ebed müddet Türkiye Cumhuriyeti”dir. Osmanlı coğrafya birliğini Türkiye kendine göre, okyanus aşırı güçler kendine göre kurmak istiyor.
Mücadele, bunun mücadelesi. O mübarek birlik uğruna bu devlet, yerine göre öz evlatlarını feda etti.
