bozkir.net Bozkir Forum Arsivi 05 Mayıs 2025 - 23:42 *
Hoşgeldiniz, Ziyaretçi.Lütfen giriş yapın veya kayıt olun.

Kullanıcı adınızı, parolanızı ve aktif kalma süresini giriniz
Duyurular:
Mesaj yazmaya başlamadan önce Forum Kurallarını Okuyunuz.
 
 
Sayfa: [1] 2   Aşağı git
Gönderen Konu: Bizim analarımız  (Okunma Sayısı 12999 defa)
0 Üye ve 1 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
mehmetsayin
Süper Aktif Üye
***
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 1298



« : 19 Kasım 2007 - 00:51 »

Gece Yarısı

Yıllar sonra çocuk evlenmiş, çoluk çocuk sahibi olmuş. Birgün,
Gecenin
Bir yarısı saat 3:30 civarları
Telefonu çalmış. Telefondaki ses, annesinin sesiymiş çocuk;
- "Ne var Anne, ne istiyorsun bu saatte, neden beni rahatsız
Ediyorsun ? Sabah arasan olmaz mıydı"
Gibilerinden, annesini azarlayıcı sözler sarfetmiş. Annesi, biraz
Buruk, biraz da ağlamaklı bir ses
Tonu ile;
- "Bundan 25 yıl önce de bir gece yarısı 3:30 da sen beni
Rahatsız etmiştin.
- " DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN OĞLUM "
Demiş...

Annenin duâsı, en çabuk kabul olan duâlardandır. Zîrâ o, babadan daha şefkatlidir. Merhametlinin duâsı boşa gitmez.
(Hadis)

Ana kolları şefkatten yorulmuştur, çocuklar orada derin derin uyurlar.
(Victor Hugo
Kayıtlı

Dostlukların kurulması zor Kalplerin kırılması kolay
M. Sayın

Toplumsal hayatta en yararlı erdem hoşgörüdür. Dale Carnegie

İnsanların renkleri ayrı olsada göz yaşları aynıdır
gurbet
Ziyaretçi
« Yanıtla #1 : 19 Kasım 2007 - 00:59 »

cennet analarin ayaklari altindadir (hadisi serif)
analarin hakki ödenmez.
annelerimizin kiymetini bilenlerden oluruz insaAllah

paylasim icin tesekkürler...
Kayıtlı
dogukan42
Aktif Üye
**
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 520


« Yanıtla #2 : 19 Kasım 2007 - 01:05 »

Zamanın birinde yoksul ve kimsesiz bir kadın daha hamilelik döneminde kocasını kaybetmiş. Zaten gariban olan kadın, oğlunun doğumundan sonra iyice sıkıntıya düşmüş. Binbir türlü sıkıntı, zahmet ve yokluk içinde büyütmüş oğlunu. Bitki köklerini yiyerek süt vermiş, soğuk gecelerde kucağına bastırmış onu donmasın diye. Yememiş, yedirmiş; giymemiş, giydirmiş. Velhâsıl-ı kelam günler günleri, yılları kovalamış, kadının oğlu serpilmiş, fidan gibi bir delikanlı olmuş. Gel zaman git zaman bizim delikanlı dünya güzeli bir dilbere -hikâye bu ya- âşık olmuş. Tabii, kız hem dünya güzeli hem de çok zenginmiş. Dillere destan bu güzelliğinin yanında taş gibi de bir kalbi varmış. İlk başlarda yüz vermese de delikanlının yakışıklılığını görünce o da bu aşkın ateşine çıra olmuş. Delikanlı günlerden bir gün bütün cesaretini toplayarak kıza evlenme teklif etmiş. Kız şöyle bir düşünmüş ve “Tamam, teklifini kabul ediyorum ve seninle evleneceğim ancak senden bir dileğim olacak. Eğer o dileğimi yerine getirirsen senin eşin olurum, getiremezsen benden sana yâr olmaz.” demiş. Delikanlı büyük bir sevinç ve heyecan içerisinde “Dileğin benim için emirdir, her ne istersen canla baş üzeredir, emrine âmâdeyim.” deyince kız bütün taş kalpliliğiyle “Anladığım kadarıyla sen annene çok düşkünsün. Benim sevdiğim, sadece ve sadece beni sevmeli, gönlünde benden başkasına yer vermemeli. Bir gönülde iki sevgili olmaz. Senden dileğim şudur ki bana annenin kalbini söküp getireceksin. Ancak o zaman bileyim ki sen benimsin ve sadece beni sevmektesin. Şartım budur, yerine getirirsen sana eş olurum yoksa sen beni unut.” demiş. Delikanlı çar nâ-çar aşkın kör ettiği gözleriyle eve gelmiş. Annesi oğlunun gelişindeki tuhaflığı sezmiş sadece annelere mahsus hisleriyle. Can parçasına sarılarak “A ciğerpârem nedir derdin, çok düşünceli ve kederlisin.” deyince delikanlı durumu anlatmış. Annesi hemen ayağa fırlayarak mutfağa koşmuş ve elinde bıçakla dikilmiş oğlunun karşısına. Uzatmış bıçağı: “Al evladım, benim dünyada tek varlığım sensin, ben senin için varım. Bu can senindir, bu kalp senin.” diyerek. Delikanlı, aşk başa gelince akıl Kaf dağının ardına kaçar hükmüne uyarak bıçağı almış eline ve annesinin kalbini çıkarmış. Hâlâ pıt pıt atan kalbi eline alarak koşar adım sevdiği kızın evine yönelmiş. Hızla koşarken ayağı bir taşa takılmış ve yere yuvarlanmış. Delikanlı bir tarafa, elindeki kalp diğer bir tarafa düşmüş. Tam o esnada toza toprağa belenmiş kalpten “Yavrum, evladım, ciğerpârem! Bir yerin yaralandı mı, canın acıdı mı?” diye canhıraş bir feryat gelmiş.YAVRUM CANIN ACIDI MI
Kayıtlı
dogukan42
Aktif Üye
**
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 520


« Yanıtla #3 : 19 Kasım 2007 - 01:06 »

Alıntı sahibi: "gurbet"
cennet analarin ayaklari altindadir (hadisi serif)
analarin hakki ödenmez.
annelerimizin kiymetini bilenlerden oluruz insaAllah

paylasim icin tesekkürler...

amin..

Her haLin öyLe qüzeL Hep Sıcacıksın
İçimde yaSiyorsun, ßenim CanımSın
Seni SorsaLar ßana anLatiLmazSin
KimSeye ßenzeMez Sen ßamßaskasin
Kayıtlı
mehmetsayin
Süper Aktif Üye
***
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 1298



« Yanıtla #4 : 19 Kasım 2007 - 01:19 »

Anne sevgisi

Sıcağın sinmiş bana,
Seni severim ana,
Sensiz bana kan veren
Sensiz bana can veren.

Küçükken yudum yudum,
Sütlerinle uyudum.
Kulağıma ninniler,
Neler söyledin neler.
                   
Beni büyüttün ana,
Beni yürüttün ana,
Göremeyince seni
Kucaklarım gölgeni

MEHMET Necati ÖNGAY
Kayıtlı

Dostlukların kurulması zor Kalplerin kırılması kolay
M. Sayın

Toplumsal hayatta en yararlı erdem hoşgörüdür. Dale Carnegie

İnsanların renkleri ayrı olsada göz yaşları aynıdır
mehmetsayin
Süper Aktif Üye
***
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 1298



« Yanıtla #5 : 19 Kasım 2007 - 09:46 »

Anne evlat kurşunuyla öldü
ADANA'da, 57 yaşındaki Şaibe Mezci, kavga eden iki oğlunu ayırmak isterken, büyük oğlunun silahından çıkan kurşunla hayatını kaybetti.

Olay saat 21.00 sıralarında Selahattin Eyyübi Mahallesi 34 Sokak 81 Numaralı evde meydana geldi. İddiaya göre ‘bıçakla adam yaralama’ suçundan sabıkalı ve hırsızlık suçundan aranan 33 yaşındaki Halil Mezci, henüz belirlenemeyen bir nedenle, kardeşi 25 yaşındaki Ayhan Mezci ile tartışmaya başladı. İki kardeşin tartışması kısa sürede büyüyerek kavgaya dönüştü.

O sırada evde bulunan anne Şaibe Mezci, çocuklarının kavgasını ayırmak için araya girdi. Halil Mezci, belinden çıkardığı tabancasıyla kardeşi Ayhan Mezci'ye doğru ateş etti. Mezci'nin silahından çıkan mermi, küçük olunu korumak için önüne geçen annesinin alnına isabet etti. Şaibe Mezci, kanlar içinde yere yığılırken, kavga sırasında cam parçasıyla ayağından yaralanan Halil Mezci, olay yerinden koşarak uzaklaştı.

Ayhan Mezci, komşularının otomobiliyle annesini Özel Yüreğir Başkent Hastanasi'ne götürdü. Mezci, acil serviste yapılan ilk müdahalenin ardından ameliyata alındı. Ancak Mezci, ameliyat sırasında tüm müdahalelere karşın kurtarılamadı.

Olay sonrası çalışma başlatan polis ekipleri, zanlı Halil Mezci'yi yapılan bir operasyonla yakaladı. Polis eşliğinde Adana Numune Hastanesi’ne götürülen Halil Mezci, buradan yapılan tedavisinin ardından gözaltına alındı. Kavgaya karışan Ayhan Mezci de, Cumhuriyet Polis Merkezi’nde alınan ifadesinin ardından Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Polis ekiplerince yapılan araştırma sonucu olayda kullanılan silah, 35 Sokak'taki bir tarlada bulundu.
Kayıtlı

Dostlukların kurulması zor Kalplerin kırılması kolay
M. Sayın

Toplumsal hayatta en yararlı erdem hoşgörüdür. Dale Carnegie

İnsanların renkleri ayrı olsada göz yaşları aynıdır
mehmetsayin
Süper Aktif Üye
***
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 1298



« Yanıtla #6 : 19 Kasım 2007 - 22:21 »

Bildiğin gibiyim anne...  
 
 

Senin sozlerini kitap gibi ezberledim anne
Amacımdan ideallerimden sapmadım
Hic kimseye guvenmedim,aldanmadım
Annem... senin bildiğin gibiyim...

Farklı ortamlara, farklı yaşamlar tanıdım anne
Ama unutmadım! ben boyle yetismedim.
Sonradan gorme de olmadım anne
Anla iste...anla be.. bildiğin gibiyim işte..

Korkma..! uyuşturuca denen illetle tanışmadım annem
Pisliklere bulaşmadım.. kendime sahip çıktım
Nefis peşinde koşmadım annem
Bu gurbete gelme nedenimi ASLA unutmadım!

Kaybolmadım alkol gölgesinde...
Izin vermedim beynimin hücre hücre ölmesine
Sevmediğin tek bir şey yaptım anne.. kızma
Düşünürken vatanımı..yakıyorum işte o an bir sigara...

Nasihatların çıkmadı kulaklarımdan
Yabancı ülkede ışık tuttu bana sözlerin
Çok uzaklardasın annem ama
Elim ayağım oldun yine buralarda..

Insanoğlu duse kalka büyür annem
Bu gurbette tek tesellim var benim
Oda güzel yüzlü hayalin...
Değişmedim anne.bildiğin gibiyim işte..

Bedenimi ucuz zevkler peşinde harcamadım
Rabbimin verdiği aklı kötüye kullanmadım
Sahibim kendime ve benliğime..
Dürüstlüğüm benimle bütün,endişelenme anne

Yokluğun çok zor oldu anne…bu gurbet ellerinde
Ama gene aynı senin biricik oğlunum anne
Yorsa da beni buralar fazla aldırmadım
Ben,senin bildiğin Volkan’ım anne…
Kayıtlı

Dostlukların kurulması zor Kalplerin kırılması kolay
M. Sayın

Toplumsal hayatta en yararlı erdem hoşgörüdür. Dale Carnegie

İnsanların renkleri ayrı olsada göz yaşları aynıdır
dogukan42
Aktif Üye
**
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 520


« Yanıtla #7 : 20 Kasım 2007 - 00:26 »

yüreğine sağlık
Kayıtlı
mehmetsayin
Süper Aktif Üye
***
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 1298



« Yanıtla #8 : 20 Kasım 2007 - 08:37 »

Anne kalbi çocuğun okuludur.
(Henry Ford Beecher
Kayıtlı

Dostlukların kurulması zor Kalplerin kırılması kolay
M. Sayın

Toplumsal hayatta en yararlı erdem hoşgörüdür. Dale Carnegie

İnsanların renkleri ayrı olsada göz yaşları aynıdır
mehmetsayin
Süper Aktif Üye
***
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 1298



« Yanıtla #9 : 21 Kasım 2007 - 10:19 »

Hiçbir süs, bir kadını, analık sevgisi kadar güzelleştiremez.
(A. Emile Brochvogel
Kayıtlı

Dostlukların kurulması zor Kalplerin kırılması kolay
M. Sayın

Toplumsal hayatta en yararlı erdem hoşgörüdür. Dale Carnegie

İnsanların renkleri ayrı olsada göz yaşları aynıdır
Pessimist
Süper Aktif Üye
***
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 1260


Pessimist Sytle


Site
« Yanıtla #10 : 21 Kasım 2007 - 12:16 »

Alıntı sahibi: "mehmetsayin"
Gece Yarısı

Yıllar sonra çocuk evlenmiş, çoluk çocuk sahibi olmuş. Birgün,
Gecenin
Bir yarısı saat 3:30 civarları
Telefonu çalmış. Telefondaki ses, annesinin sesiymiş çocuk;
- "Ne var Anne, ne istiyorsun bu saatte, neden beni rahatsız
Ediyorsun ? Sabah arasan olmaz mıydı"
Gibilerinden, annesini azarlayıcı sözler sarfetmiş. Annesi, biraz
Buruk, biraz da ağlamaklı bir ses
Tonu ile;
- "Bundan 25 yıl önce de bir gece yarısı 3:30 da sen beni
Rahatsız etmiştin.
- " DOĞUM GÜNÜN KUTLU OLSUN OĞLUM "
Demiş...

Annenin duâsı, en çabuk kabul olan duâlardandır. Zîrâ o, babadan daha şefkatlidir. Merhametlinin duâsı boşa gitmez.
(Hadis)

Ana kolları şefkatten yorulmuştur, çocuklar orada derin derin uyurlar.
(Victor Hugo


Annelerimiz Hakkını Asla Ödeyemeyiz Çok Saol Paylaşım İçin....
Kayıtlı

Susuz çölde inci ßulsan damla arar gözlerin...

Ahvalim suskun , Dokunan ßana Mendil Tutsun...
mehmetsayin
Süper Aktif Üye
***
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 1298



« Yanıtla #11 : 22 Kasım 2007 - 00:05 »

Bana okuduğum kitapların en güzelinin hangisi olduğunu sorarsanız, söyleyeyim: ANNEMDİR.
(Abraham Lincoln
Kayıtlı

Dostlukların kurulması zor Kalplerin kırılması kolay
M. Sayın

Toplumsal hayatta en yararlı erdem hoşgörüdür. Dale Carnegie

İnsanların renkleri ayrı olsada göz yaşları aynıdır
dogukan42
Aktif Üye
**
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 520


« Yanıtla #12 : 22 Kasım 2007 - 00:37 »

ne kadar yazarsanız yazın ne söylerseniz söyleeyin anne için  sölenen  yazılan  hiçbirşey değerini  anlamını anlatmaya yetersiz kalır..(N O K  T  A)
Kayıtlı
mehmetsayin
Süper Aktif Üye
***
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 1298



« Yanıtla #13 : 25 Kasım 2007 - 13:14 »

Dünyada öğretilen bütün bilgilerin hiçbiri bize, bir ananın bakışının, bir kelimesinin verdiği şeyi vermeye muktedir değildir.
(Raabe)
Kayıtlı

Dostlukların kurulması zor Kalplerin kırılması kolay
M. Sayın

Toplumsal hayatta en yararlı erdem hoşgörüdür. Dale Carnegie

İnsanların renkleri ayrı olsada göz yaşları aynıdır
MUAMMER
Yeni Başlayan
*
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 142



Site
« Yanıtla #14 : 25 Kasım 2007 - 14:34 »

ben anneme bezerim onu çok sevdiğimi düşünüyorum onların hakkı ödenmez
geçtiğimiz yıl anneler günü anısına onun hayatından keşitler sunduğum bir yazı yazmıştım daha yayınlanmadan bir gün önce hastalanmış konyaya evime küçük kardeşim getirmiş okuldan geldim hanım biraz bahsetmiş gazete, dergi ve internette sizin hayatınızdan kesitlerin anlatacağı bir yazıyla uğraşıyordu demiş
bana hoşbeş ettikten sonra de bakayım oğul şu yazdığın yazıyı yüzüme okuda beni tanıyabilmişmisin bileyim dedi yüzüne karşı okudum ikimizde göz yaşlarına boğulduk hanım ve çocuklarda katıldı inan belki hayatımda en mutlu günümdü.
sonra yazıya bir kaç ilave yapmamı istedi ve yayına verdim bin ulusal sitede 55 yorum 15.000 kişi okumuş üç günde çok mutlu oldum
yazıyı bozkır sitelerinede yollamıtım

adı "bozkırın çilekeş anasını" idi
Kayıtlı

http://www.muammertunahan.com

  eğitime dair her şey!..
Sayfa: [1] 2   Yukarı git
 
Gitmek istediğiniz yer: