yelbegili
Yeni Başlayan
Çevrimdışı
Mesaj Sayısı: 140
|
 |
« : 08 Ocak 2009 - 21:05 » |
|
BOZKIR:
Bugün bir nebzecik de olsa sizlere: Evveliyatımdan/evveliyatımızdan bahsetmek arzusundayım izninizle.!?:
Hep söylüyorum; “Ben “Konya’mızın” şirin ve yemyeşil ilçelerinden birisi olan, Bozkır’ın Yelbeği Köyü’nde doğmuşum!” diye! Gerçekten de “Bozkır’ımız ve Bozkır’lımız”, Çarşamba Suyu (Nehri) Vadisi’nin en şirin ve en yeşil yerlerinden birisini mekân edinmiştir kendisine. Arazisi ise Orta Toroslar’ın orman ve yaylalarından ibarettir. Bizim Köy gibi… Dilimizde iki adet “bozkır” kavramı vardır. Bunlardan birisi; Coğrafi bir tabirdir ve baharda yeşeren, tez kuruyan otlarla kaplı düz ve geniş araziler anlamına gelen step=bozkırdır. Diğerini ise az sonra alıntılama yoluyla anlatmaya çabalayacağız. Çabalayacağız, çünkü: “Bozkır’ımızın” adı anlamında sürekli olarak yukarıda verilen anlam anlaşılmaktadır çoğunlukla ve çoğu insan tarafından her nedense…!? Hatta bir zamanlar durumdan yakınan Bozkır Halkı, İlçenin adını “Yeşilyurt” olarak değiştirmek için çok çabaladı da, “Topu kaleyi atamadılar!” bir türlü. Sonra şiirler düzdüler; “Ey adı ile uyumsuz “Bozkır’ım”” falan diye… Hepsi yanlıştır! Aslında “Ey adını sevdiğim “Bozkır’ım” falan” diye yazmak gerek hakkında şiirleri… Ne zararı var fazla bilginin? Hem “Torbalı’mız”; aslı, nesli “Bozkırlı” olan dolu! Hem “Bozkır’da” “Torbalılılarımızın”; öyle değil mi?
Alın o zaman; işte size “SABIR BOZGUNU” adlı kitabımızdan konuya dair bir alıntı:
“Hemen eklemek isterim ki Atatürk, hem anne, hem de baba taraf olarak; Orta Toroslar’ın bir Yörük’ü idi! Atalarının Balkanlar’a Toroslardan göç ettirildiğini kendisi de bilir, bunu her zaman söylerdi! Bunlar kanıtlandı: O Karaman’lıydı, Bozkır’lıydı, Hadim’liydi. O en büyük Türkiyeliydi! Allah’ın ülkeme en yüce armağanıydı! Ve tam bir Bozkır Oymağı Sarışınıydı! Konya’nın ilçelerinden olan Bozkır, adını bölgede yaşayan “Bozkır Oymağı’ndan” alır! Bahse konu oymak oraya, karakteri nedeniyle, bir uç (sınır) oymadığı olarak yerleştirilmiştir zamanıca. “Bozkır” adı hala, yiğitlik ve mertlikle birlikte bilinir; birlikte anılır. Bozkır’lıya “Suyu sert, kendi mert” denilir! Denilir çünkü “Bozkır” adı, emir kipinde kullanılan “boz” + “kır” fiillerinin birleşik isimdir. İşte bu eylemsel olmalı kullanımından oluşan bir isim fiildir. “Bozgun”=bozulma, yenilme, yenilgi > “boz = yen, bozguna uğrat” ve devamla; “kıran=kırıcı”, yenici, yok edici, ortadan kaldırıcı; (tavuklarımıza kıran girdi. = kıran tavuklarımızı öldürüp yok etti.) > “kır = yok et” demektir. Şu halde “Bozkır = yen ve ortadan kaldır; yok et.” demektir. İşin daha da ilerisi ve kelimenin tam anlamı; düşmanı “yenen ve ortadan kaldıran.” manasınadır. Bu kelime (isim) tamamen, bölgede yaşayan oymağın karakteristiğini yansıtır. Yoksa coğrafi bir tabir olan step=bozkır ile alakası yoktur. Nitekim İlçe arazisi ormanlık ve yayla karakterindedir. Anlattığımız nedenlerle, Osmanlı Hanedanı’nın yakın korumalığını, (şimdiki Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alaylı benzeri) hep bu oymağın yiğit insanları yapmıştır çoğunlukça... Misalen; Viyana önlerinde on binlerce şehit vermişler zamanınca. İşte bu yüzden kendileri, özellikle İstanbul’da evvelden beri iyi tanınır, iyi bilinirler. Elbette kendileri de İstanbul Elitini… Bozkır oymağının insanları aynı zamanda, sabırlı, kanaatkâr, art niyetsiz ve vatanperver insanlardır. Bozkır insanının anlattığım karakteristiği ve Hanedan’a (İstanbul Elitine) yakınlığı nedenleriyle, İstanbul ve dış odaklı kışkırtmalardan maalesef nasibini almış bir zamanlar. Ve, 26 Eylül – 4 Ekim ve 22 Ekim – 4 Kasım 1919 gün aralıklarında, bir kısım asker kaçağı, eşkıya ve aslı dış odaklı, gerici tipli insanlar tarafından, yerli halkın bir kısmı da kandırılmak suretiyle çıkartılan ve tarihe; “Bozkır İsyanı” namı ile geçen, 2 yersiz kalkışmaya sahne olmuşsa da, “Kuvve-i Milliye” Yetkilileri ile Bozkır eşrafının sağduyulu, aklıselim ve nasihat-sal yaklaşımları neticesinde bu kalkışmalar fakla kan dökülmeden durmuştur. Peşinden de gerek Konya’da çıkan Delibaş İsyanı’nın bastırılması, gerekse ve asıl önemlisi; 30 Ağustos Zaferi’nin kazanılmasında büyük katkılar vermiş, nice yararlıklar göstermişlerdir. Bu yararlıklar cümlesinden olmak üzere hemen belirtmek isterim ki; “Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin ilk şubelerinden biri olan Bozkır Şubesi, Kurtuluş Mücadelemizin hemen başlangıcında açılarak, Kurtuluş Savaşımızdaki yerini hemen almıştır. “Çürüme” adlı kitabımızın “54 Yıldan Bir Bakış” başlığı içinde resmini verdiğimiz, zamanın Yelbeği Köyü Muhtarı Delimam (İmamların Meymet/Mehmet) dedem bu teşkilatın kurucu üye ve köyler temsilcilerinin önde gelenlerindendir.” Hepsinin mekânları cennet olsun! Bizler de onlara yoldaş…”
Bu günlük yeter bu kadar! Suyunuz sert olmasa da kendiniz “Mert olun!” Ve evveliyatınızla onur duyun Efendim!
Av. Mehmet DURAN
|